Yunan düşüncesinin küresel dünya- organizmasında ortada toprak, sonra su, sonra hava, sonra ateş, en sonda da, Aristoteles'e göre, dünyanın dış zarfının quinta essentia'sı vardı; imdi, dünyanın merkezi yoksa, bu ayrımlaşmaların temeli olan şey yok olur; tüm dünya aynı tür maddeden yapılmıştır, çekim yasası yalnız Aristoteles'in düşündüğü gibi bölgelerde değil, her yerde işler ve yıldızlar kendilerine ait tanrısal bir töz taşımayıp bizim Yer'imizle türdeş olur. Bu tasarım, insan güçlerinin alanını daraltmak şöyle dursun, onu son derece genişletiyordu; çünkü insana Yer üzerinde kendisinin ortaya koyduğu bilimsel yasalann yddızlı göğün her yerinde geçerli olacağını öğretiyordu. Newton Ay'ı yörüngesinde tutan gücün elmayı yere çeken güçle aynı olduğunu imgeleyebildiyse, bu doğrudan doğruya Copernicus'un yermerkezli gökbilimi yadsıması sayesindedir. Aristoteles'e göre doğa nitelikçe farklı olan ve başka başka davranan tözlerden yapılmıştır: Toprak doğal olarak merkeze doğru hareket eder, ateş merkezden kaçar vb. Yeni evrenbilime göre doğal nitelik farklılıkları olamaz; nicelikçe dünyanın her yerinde birörnek olan tek bir töz olabilir ve ondaki farklılıklar ancak nicelik ve geometrik yapı farklılıkları olabilir. Bu bir kez daha bizi Platon'a ve Pythagoras'a benzer birşeye ya da yine atomlardan ve boşluktan başka hiçbirşeyin gerçek olmadığını söyleyen, başka herşeyi belirli atomik yapı örüntülerine indirgeyen Yunan atomcularina benzer birşeye geri götürür.