Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

343 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
OLİMPOS'UN IŞIĞI YERE İNDİ!
Hey! Damalı'nın öğretmeni, sen kim oluyorsun da kızları okula getirtmeye çalışıyorsun. Bırak okumasınlar. Okurlarsa başları göğe mi erecek? Okuyup da Damalı'ya yazıcı mı olacaklar? Sana ne! "Dağdaki çobanı, köydeki Kezban'ı.. okutamazsın arkadaş! Okutmak istersen başın belaya girer! Dağdaki çobanı okutmanın sayılmayacak kadar sakıncası vardır." (s.184) bunu hala öğrenemedin mi? Kızları okula zorla getirttiğin yetmezmiş gibi bir de, köylünün kanını emen adama karşı köylüyü uyandırırsın ha! Ee o zaman cezanı çekersin. Bir akşam vakti seni kıstırıp başını taşla ezmeye kalkarlar, sonra da kaldırıp bir köşeye atarlar. Zavallı köylü de öğretmen nerede acaba diye düşünsün dursun. Hadi yine şansın varmış, köylü seni buldu da kış günü donmaktan kurtuldun. Bir yandan hasta yatarken bir yandan da çocukları düşünürsün sanki çok önemliymiş gibi. Senin düşündüğün kadar acaba ana babaları düşünüyor mu? Sen önce kendini düşün. Kene gibi köylünün kanını emen seni rahat bırakacak mı? Ne de olsa köylüyü uyandırdın. Dayak yiyen sensin ama bakalım haklı sen misin? Her dayak yiyen mağdur olur diye bir şey yok. Zavallı Damalı'nın öğretmeni! Sen kendini akıllı sanıyorsun ama, köylünün kanını emen zat, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali senden önce davranıp şikayetçi oldu bile. Aldın mı başına belayı. Ne işin var köylüyü uyandırırsın. Bırak kalsın. Sana kadar akılları neredeymiş? Zavallı Damalı'nın öğretmeni, artık zor kurtulursun. Çünkü köylünün kanını emen adamın PARTİSİ var. Parti ne derse o. Partinin başındaki okuma yazma bilmiyor mu? Ne önemi var canım. Seçilmiş olmak için ille de diplomaya gerek yok. Yeterki Ankara'ya bir tilifon etsin. Bir de başa gelir gelmez, Allah yürü ya kulum demez mi? Para parayı çeker diye boşuna dememişler. Ee şimdi nolacak? Partinin başındaki seni haklı görecek değil ya, tabii ki köylünün kanını emen kişiyi haklı görecek. Ne de olsa aynı yolun yolcusu. Çağırsın bakalım milli eğitim memurunu, çağırsın bakalım kaymakamı. Sen şimdi diyorsun ki, kaymakam okumuş, milli eğitim memuru okumuş, ondan mı emir alacak? Alır Damalı'nın öğretmeni, alır. Unutma ki bu ülkede seçilmişler her zaman atanmışların önündedir. Sen isteğin kadar okumuşla okumamış bir olur mu de? Diploma bazı yerlerde işe yaramıyor. Hem kaymakam ne dedi sana duymadın mı? "Demokratik yaşayışta partiler önemli rol oynar!" (s.187) Zavallı Damalı'nın öğretmeni! Damalı'dan da oldun. Oysa ne güzel hayallerin vardı. Köy suya kavuşacaktı. Köy yeşerecekti. En önemlisi de "Kızlar okutulmalıydı." Du bakalım köylü uyandı, belki senin yarım bıraktıklarını devam ettirirler. Artık Damalı sana yasak, çünkü seni ilgilendirmeyen işlere karıştın, köylünün zihnini, gözünü açtın. Hadi şimdi seni verdikleri köye git. Ne demek gitmem. Sen kim oluyorsun? Sen amirlerine karşı mı geliyorsun? Haksız bir atama mı? Kim dinler hak hukuku. Parti ne derse o! Ah şu KÖY ENSTİTÜLERİ size her bişeyi öğretmişler, ama boyun eğmeyi öğretememişler. Amirlerin ne derse o olur. Git git, gel gel! Bu zamanda işlerinin yürümesini istiyorsan koyun gibi her şeye boyun eğeceksin. Eğmezsen cezanı çekersin. Anlamadın galiba, Damalı yasak sana! Boşuna geri giderim diye hayaller kurma. Ee şimdi nolacak? Damalı yasak, yeni köye de gitmiyorsun. Ne demek istifa edeceğim. Aklına şaşarım. Bu zamanda iş mi var? Git işte seni verdikleri köye. Laf dinle azıcık. Ne tuhaf adamsın ya! Neymiş efendim, enstitüde okurken demircilik öğrenmiş. Yine kızmaya başladım bu KÖY ENSTİTÜLERİ'ne. Ne çok şey öğretmişler. Bıraksan kendi evini kendi yapacak kadar usta olmuşlar. Sanki gittiğiniz köylerde sizi barındırmazlarsa ikinci bir altın bileziğiniz olsun diye ha bire bir şeyler öğretmişler. Neyse bırakalım KÖY ENSTİTÜLERİ'nde öğretilenleri say say bitmez şimdi. Damalı'nın Öğretmeni, oldu mu sana Ortaköy'ün Demircisi. Sevdi bu köyü. Ne de olsa çok düşünceli bir köy. Hep beylerini düşünürler. Yıllardır kendi topraklarını bey toprağı diye sürüp ürününü beye verip kendilerine de karın tokluğu ürün bırakıyorlar. Bu beyler de çok insaflı. En azından köylüye biraz ürün bırakıyormuş. Eh bu kadarı da yeter size. Bak ya, yine köylünün aklını çeliyor. Bu KÖY ENSTİTÜSÜ mezunları hiç akıllanmayacak. İlle de köylüyü uyandırıp hakkını aratacak. Du bakalım burada ne kadar dayanacak? Bu gidişle bir yıl bile çok. Ne de olsa beylerin tekerine çomak soktu. Hadi Ortaköy'ün demircisi sana yine yol göründü. Buradaki görevin bitti, köylü uyandı, hakkını aramaya başladı. Yine göze battın. Jandarma ille de git diyor sana. Gitmezsen parti başkanı seni öldürtür bir çukura atar diyor. Bak sen, diyor ama bir şey yapamıyor mu? Yapamaz tabi, çünkü o parti başkanı. Ankara'ya bir tilifon etmesi yeter. Ah be öğretmenim, her gittiğin yerde doğruyu söyleye söyleye tam dokuz köyden kovulmuşsun. Artık
Onuncu Köy
Onuncu Köy
'de rahat dur. Yiğit öğretmenim, Olimpos'un tepesindeki ışığı alıp her gittiğin köye götürmüşsün. O köyler senin yaydığın ışık ile aydınlanıyor şimdi Yürekli öğretmenim, kızlar okusun diye dayak yemeyi göze almışsın, gene de bildiğinden şaşmamışsın. Sen "OKUMUŞUN OKUMAMIŞA BORCU VAR" diyerek borcunu ödemek isterken türlü haksızlıklara uğramışsın, ama yine de kimseye boyun eğmemişsin.
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
, KÖY ENSTİTÜSÜNDEN mezun olduktan sonra bir süre köy öğretmenliği yapmış. Anlatılanlar bire bir yaşanmadıysa bile emin olun çoğu yaşanmıştır. Herkes gibi ben de görevime köy öğretmenliği ile başladım. Yedi yıl boyunca üç değişik köyde görev yaptım. Hangi köyde göreve başladıysak ilk önce kütükten okula gelmeyenleri tespit ettik. Ne acı ki çoğuda kız öğrenciydi. Bir şekilde onların okula devamlarını sağladık. Yazılanlardan 40 yıl sonra bile aynı şeyleri yaşadık. Artık bir köy öğretmeni değilim, ama eminim köy öğretmeni olan meslektaşlarım hala aynı sıkıntıları yaşamaya devam ediyordur. Her ne kadar köylü uyanmasın diye KÖY ENSTİTÜLERİ kapatılsa da, hala o ruha sahip nice öğretmenlerimiz var. Her gittikleri köyde
Onuncu Köy
Onuncu Köy
'ün öğretmeni gibi ışıklarını saçmaya devam ediyorlar. İsimsiz nice cesur ve yürekli KÖY ÖĞRETMENLERİNE SELAM OLSUN...
Onuncu Köy
Onuncu KöyFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20101,118 okunma
··
1.350 görüntüleme
Hülya Dumanoğlu okurunun profil resmi
Kitap yorumu yazarken bu kadar yzun bir yorumla kitabi snlatmak,kusura bakmayin ama hic olmamis.Mesela brn bu kitabi alip okumak isterdim,ama bu yorumu okuyunca hic gerek kalmadi..Brnim gibi bir cok insani da vazgeciriyorsunuz,oysa yaptiginuz yorum merak uyandirmali,kitabi okuma istegini artirmali.
Hülya Dumanoğlu okurunun profil resmi
Sultan hanim,benim amacim sizi yermek degildi,ama görüyorum ki cok yanlış anlaşılmış.Ve görüyorum ki maalesef olumsuz elestiri yapmak linç sebebi. Bu da toplum olarak ne kadar hosgörüsüz oldugumuzun kanıtı maalesef. Yeni okumalarınızda keyifli zamanlar dilerim.
Sultannn okurunun profil resmi
Yapılan haklı olumsuz eleştirilere hiçbir zaman karşı değilim. Benim burada amacım kitaptan çok yazarın anlattıklarına ilgi uyandırmak. Köylerimizin geri bırakılmışlığını, ağaların, beylerin borularının öttüğünü, özellikle kızların okutulmadığını vurgulaya çalıştım. Sanırım okuduklarınızı yanlış anladınız. Arkadaşlarım yorum yaptığı için bir de ben yazmayı gereksiz buldum. Ben de yazmış olsaydım o zaman bir linç girişimi olurdu. Yazmalarında kötü bir amaçları yoktu, ayrıca üzerinde durdukları konularda da haksız olduklarını sanmıyorum. İncelemede kitabın hepsini anlatmadığımı da belirtmeme gerek yok sanırım. Fakir Baykurt'un daha önce okuduğum kitaplarına yaptığım incelemeleri okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. Size de keyifli okumalar.
12 öğeden 11 ile 12 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.