Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Kafanızda onlarca cevapsız soru ile kalakalmak istiyorsanız okuyun :)
Kılavuz: Bittikten sonra akıllarda binlerce soru bırakan kitap. Asıl anlamına baktığımızda ise; Herhangi bir alanda, konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kişi, kitap veya benzeri şey... Bu yol göstermenin tek bir yolu yoktur değil mi? Karasu da, bu kitapta okura binlerce soru sordurarak yapıyor bunu, ama bir yerinde de şöyle diyor: "Anlaşılamayacak şeyler hep kalacaktır yolumuzun orasında burasında..." İşte ne kadar kılavuz da tutsak, anlamaya da çabalasak hep bir şeyler eksik kalacak. Tabii bu eksiklik kılavuzun eksikliği mi yoksa sizin eksikliğiniz mi orası ayrı bir konu. Olay da burada sanırım. Çabalamak, sormak, soruşturmak birinci görev olmalı her zaman. Önce yazara değinmek gerekirse; Karasu'yu her okuduğumda çok büyük heyecanlara kapılıyorum. Kendine has dili, kelimelerin sıkça kullanılan anlamlarını değil de nadiren kullanılanlarını tercih etmesi bile gerçekten farklı olduğunu ve sıradan olmadığını gösteriyor. Her ne kadar kapalı bir anlatımı olsa da, yorulmayı, düşünmeyi dert etmeyen okurlar için bulunmaz bir nimet. Şurada da dediği gibi; #26914328 "Bütün bunlar bize bir şeyler düşündürecek, bir şeyler gösterecek, bir şeyler anlatacak, kendi kendimizi belki daha iyi anlayacağız, hem kendimizi belki daha iyi tanıyabileceğiz..." Aslında farklı neler anlatabilirim diye düşündüm, sitede de çok güzel incelemeler var ama yine de bir iç dökme olarak bir şeyler karalamak istedim. Ve kitaba dönersek, yazarın, karakterlerin her birine kendinden parçalar yerleştirdiğini düşünüyorum. Karakterlerin hepsinde de karamsar, kapalı, gizemli bir hava var. Bilge Karasu da böyleydi sanırım. Gece kitabında da karamsar bir hava vardı. Yaşadığı dönem ve cinsel eğilimleri sanırım en büyük etkendi buna. Şu dönemde bile eşcinsellik konu olduğunda olay nerelere varıyor. Geçmiş dönemi düşünemiyorum bile... Karakterlerden Karasu'ya en yakını Uğur desek yanlış olmaz sanırım. Onun dışında Mümtaz bilgili tavrı ve hoca oluşu ile Karasu'nun bu yönünü yansıtıyor olabilir. İhsan bilinmezi, Yılmaz ise yokluğu temsil ediyor olabilir. Belki de yokluktan ziyade yok etmeye çalışan da olabilir. Kardeşi ile Uğur'un ilişki içinde olması konusundan mütevellit. Kitapta en belirgin ve anlaşılır konu eşcinsellik. Uğur ile İhsan'ın ilişkisi. Konu ilerledikçe Uğur ve Bülent'in de böyle bir ilişki içinde olduğu tahmin edilebiliyor. Ben İhsan ve Yılmaz da böyle bir ilişki içinde miydi acaba diye sordum kendi kendime. Muhtemelen olabilir. Mümtaz da belki de bu konuda hocaları olabilir. Kurgu içinde kurguyu yaşatıyor bize yazar. Uğur'un gördüğü düşleri, sonrasında birebir yaşaması da ilginç bir detaydı. Hayat düşlerden ibaret mi acaba? Yılmaz'ın Uğur'a kurmuş olduğu oyunun sebebi acaba neydi? İhsan, Yılmaz'ın Uğur'a kurmuş olduğu oyunun bir parçası mıydı? Veya bu oyun muydu?  İstediğini gerçekleştirdi mi? Gerçekleştiremediyse neden gerçekleştiremedi? Veya kendi mi vazgeçti? Yoksa her şey bir tesadüf müydü? İlk gece Uğur'a vermiş olduğu kasetin için ne vardı acaba? Ve buna benzer diğer karakterle de ilgili onlarca soru sorulabilir. Keşke Kılavuz üzerine bir toplantı yapıp derinlemesine inceleyebilsek ve bu soruları sorup cevaplamaya çalışsak. İhsan'ın Ankara'ya giderken yaptığı kaza acaba bilinçli miydi? Kitabın içinde şöyle diyor: "Öyle sanıyorum ki, en azından kimi insan, canına kıymağa karar vermişse -buna ne zaman, hangi durum da karar denebilir? Orasını bir yana bırakıyorum... - evet, karar vermişse, mutlu olduğu, mutluluktan soluğunun kesildiğini duyduğu bir anda, bu kararını uygular..." bundan dolayı mı yaptı bunu. Uğur ile tatilde yaşadığı ilişkinin sonrasında bu şekilde devam edemeyeceğini mi düşündü? Her satırda bir soru işareti oluşuyor. Goya'nın tablosunun Uğur'a hediye edildiği bölüm ise sanırım kitabın  en can alıcı yerlerinden biriydi. "Yarasalar, baykuşlar, kediler, gece karanlığının yarattıkları, güçsüzlük anlarımızın uğursuz düşmanları, öncesiz bir korkunun kapkara ışınlarıyla çevreliyordu uyuyan adamı." Burada saydıkları hayvanların ve kavramların tümü toplumu işaret ediyor bana göre. Kendinden olmayanın, kendi gibi düşünmeyenin etrafını yok etmek istercesine sarıyorlar ve fırsatını yakaladıklarında da yok ediyorlar. Kitap hakkında söylenecek onlarca şey var ama benden bu kadar. Aklımda binlerce soru kaldı belki ama ben bu kitabı çok sevdim. Karasu'yu zaten seviyordum. Okumaya devam. Eğer siz de bu kitabı okuduysanız veya okursanız, cevaplanmasını istediğiniz soruları gelin beraberce cevaplamaya çalışalım. Karasu'nun dünyasına girmediyseniz mutlaka o dünyanın içine bir yerden girin.
Kılavuz
KılavuzBilge Karasu · Metis Yayınları · 2019726 okunma
··
1 artı 1'leme
·
716 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.