Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
BEN, ANADOLU!
“Kübele’yim ben, Ana Tanrıçası Anadolu’nun Ben Anadolu.” ... Ben Anadolu, Anadolu toprağının mitolojik, tarihsel, toplumsal ve insani boyutlarını, bu coğrafyanın ayrılmaz parçası olan  “Kadınlar” aracılığıyla anlatıyor. Oyun, binlerce yıllık süreç içinde 92 Anadolulu kadının, yürek ezen acılarıyla, ince dengeler üzerine kurulu karar aşamalarıyla, damıtılmış duyarlılıklarıyla örülü, tragedya ile güldürü arasında gezinen yaşanmış öykülerinden oluşuyor.   “Ben Anadolu, mitologyanın öncesiz zamanlarından günümüze Anadolu kadınını canlandıran büyüleyici bir oyun.” Kitabı okuyan herkesin farkedebileceği gibi bu tanıtım bülteninde yazanlardan epey daha fazlası kitap.. Güngör Dilmen’in 1984 yılında oyuncu Yıldız Kenter'in önerisiyle kaleme aldığı bu oyun, Anadolu’ya gelmiş geçmiş tüm kadınlara, kybele’lere bir armağan olmuş gibi.. Dahası oyun güzel Anadolu’nun sınırlarını aşmış, İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca'ya da çevrilerek, yurt dışında çeşitli topluluklar tarafından sahnelenmiş. Yıldız Kenter’in o usta oyunculuğunun bir parçasını da şuraya bırakayım... #79805237 Yüzyıllar boyu değişen kültürüyle süregelmiş medeniyetlere ev sahipligi yapmış Anadolu’nun toplumsal yapısı içinde, farklı sınıflardan kadınlar kimi zaman esir, kimi zaman tüccar, terzi, kapıcı, şair, öğretmen, doktor, hayat kadını, kimi zaman da devleti yöneten olarak çıkarlar karşımıza. İster anaerkil toplumlarda olsun ister ataerkil, kadının toplumsal hayat için vazgeçilmez yeri vardır. Onlar bazen tanrıça, imparatoriçe, sultan, fahişe, bazen sevgili, bir ana ya da şairdirler. Doğuran, üreten, kimi zaman direnen, kimi zaman kaybeden, acı çeken, hüzünlü, umutlu, heyecanlı, kudretli... Ama hepsi de kendine özgü farklılıklarıyla bu dünyaya söyleyecek “söz”leri olan kadınlardır... İşte tüm bunlar çerçevesinde farklı zaman diliminde Anadoluya anlam kazandıran tüm kadınları okumak beni gururlandırdı, ve mutlu etti. Anadolu’da çağlar değişip zaman ilerlerken Kybele’nin evlatları da değişmeye devam etmiştir. (Her ne kadar bir kenara itilmek istense de. #79813071 ) #79816241 Etmiş etmesine ama ana tanrıçamız Kybele de bize yeni medeniyetler yoğurmaya devam etmiş.. “Maya kabarıyor, maya kabardı. Soruyor çocuklarım: — Ne yoğuruyorsun, Kübele Ana? — Yeni bir uygarlık, canlarım.” Güngör Dilmen’i daha önce hiç okumadığım için kendisine hiç hakim değildim, ama bakın şu üslubunda ve samimiyetinde doğallık beni bir hayli keyiflendirdi okurken. “Günlük işlerim öyle yoğun ki... bayramlarda tapınaktaki “Nindingirlik” - kutsal fahişelik görevime bile zor yetişiyorum. ... Bizim kız Ahaha bir serpildi güzelleşti ki... Geçen gün birden sormaz mı bana -Anneciğim, Nindingir ne demek?... Gel de anlat! -Yavrucuğum, işte şöyledir böyledir diyorum: `Nin', 'Hanım' demek, `Dingir' de, adı üstünde `Tengri' yani tanrı. 'Nin Dingir', 'Tanrının Hanımı' demek. Yani toplumda yetenekliii, seçkiiin, soyluuu hanımların üstlendiği bir görev... Amaaan, orospuluk işte!” Günümüzden yeterince uzun bir zamanda yazılmış, bütün bir Anadolu’yu konu almış olsa da hâlâ güncelliğini koruyan konularda toplum ve etrafımızdaki insanlar hakkında gerçek sorular sorduran bir metin okuyoruz. İronik bir perde altında gerçekliği göstermek; işte sevgili Güngör Dilmen’in yaptığı şey bu ve hayran kaldım. Tüm bu ses getirmiş kadınların içersinde beni en çok kendisine bağlayan Ermeni Amelya oldu. Kantocu Seniye, nam-ı diğer Ermeni Amelyacığımız bir kazasker kızı. Babasının konağında yanaşma olan Komik Feyzi'ye, dolayısıyla tiyatroya gönlünü kaptırmış. Tiyatro Müslüman kadınlarına yasaktı tabiiki. Bizim Seniye Ermeni Amelya kimliğini alıp kantoya çıkmaya başlayınca oluyor mu bize Kantocu Seniye.. :) Katina’nın elinde makası diyerek Aadolu’da şehir şehir dolaşıyordu “bizim seniye”. En çok onun hikayesinin trajikomikliği beni etkiledi yalnız bunun için bile okunur o kadar diyorum... Ermeni Amelya’yı sevdim diyorum çünkü, günümüzde hala, Anadolu toprakları üzerinde yaşayan farklı etnik, dinsel ve dilsel kökenden gelen halkları “bizden olanlar ve olmayanlar” diye ayıran, onları parçalamaya, birbirlerine kırdırmaya çalışan anlayışların varlığı, bugün bu oyunların içerdiği tezleri canlı tutan en önemli karşılıktır. Yazar bunlara bir eleştiri getirmekten fazlasını yapıyor. #79842862 #79855159 #79855661 Eminim bu ne anlatıyor diyeniniz vardır ama hüzünlü ve heyecanlı havasını hissetmeniz için/Seniye için çok isterim okumanızı, tabii buraya kadar dayanıp okuduysanız.. Okumanızı isterim diyorum çünkü Dilmen, çok zeki ve ciddi konulardan bahsederken bile zevkli mizah anlayışını bizlere yansıtıyor. Toplum içerisindeki davranışlara getirdiği eleştirilerle,olaylara bakış açısını sevdim. Geçmişten günümüze anlattığı rol model almamız gereken isimleri, anlatış şekliyle daha da sevdiriyor. “Çocuğa kıyamadılar, yüce Kazdağı'nın sarp bir yamacına bıraktılar. Göz görmeyince gönül katlanırdı. Ancak tasarlandığı gibi kurdakuşa yem olmadı yavru... Dişi bir ayı onu bağrına bastı. Bu yabanıl ananın sütü, cömert sevgisi, Kazdağı'nın güçlü havası, gürül gürül suları, güneşiyle büyüdü, yakışıklı bir delikanlı oldu. Ona Paris dediler.” ... “Paris Oynone'yi seviyor, Paris Oynone'yi seviyor Öyle çok ağaca yazmış ki... Nerdeyse bir orman sesleniyor: ... Ve başka ağaçlarda kayalarda yeminler: •Paris Oynone'yi terk ederse ters aksın Kazdağı'nın suları!•” Ve asıl kitabı okumama neden olan Paris! “Ona Paris dediler!” Mitlerin dünyasına adım adım ilerlerken geçtiğimiz bir kaç hafta içerisinde Azra Erhat’ın Mavi Anadolu kitabıyla mitolojik, tarihi, ve sanatla harmanlanmış birikimine pek az da olsa değinme fırsatı buldum. Sonra kitap kitabı açtı ve Halikarnas Balıkçısı’nın Anadolu Tanrıları ve Anadolu Efsaneleri kitabını okudum. Ve onlarla başladığım Anadolu yolculuğu gayet iyi yerlere doğru gidiyor. Güngör Dilmen de dahil olmak üzere, okuduklarım bu yazarların son kitapları olmayacak... İncelemeyi yazarken yararlandığım kaynaklarım: dergipark.org.tr/tr/download/art... sevalsahin.com/detay/4/961/Ben...(Gungor-Dilmen) Bu güzel kitapla tanışmamda emeği geçen öncelikle
Psyche
Psyche
ve
Adem
Adem
‘e teşekkür ederim. Söyledikleriyle beni heyecanlandırıp çok fazla şeyi kendime katmamda faydaları oldu. :) Umarım bu “yaşayan kadınlarla dolu tarih” kitabı daha fazla kişiye ulaşır ve herkes okur, şimdiden iyi okumalar..
Ben Anadolu
Ben AnadoluGüngör Dilmen · Mitos Boyut Yayınları · 201752 okunma
··
538 görüntüleme
Ecem okurunun profil resmi
"Kadın Birey" olmanın hakkını sonuna kadar veriyorsun sen. Böylesi kıymetli bir kitaptan haberim dahi yoktu sen okuyup yazana kadar. İncelemene de gayet akıcı, duygu düşünce yoğunluğu içeren çok kadınsı bir inceleme olduğu için bayıldım. Emeğine sağlık güzellik🌻🍀😊
Demet okurunun profil resmi
Elimden geldiğince kitaba yaraşır yazmaya çaba gösteriyorum🌼🤗Beğenmen beni çok mutlu etti çok teşekkür ederim :)❤️🌺💛 Eserden haberim benim de epey geç oldu.. çok kıymetli bir yazar daha tanıdığıma mutluyum..🌟
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.