Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

174 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
William Shakespeare İngiliz edebiyatının tüm dünyaca bilinen en önemli ismi , kendi kadar yazdığı eserlerinde tanındığı, yarattığı karakterlerin, oyunlarında yer alan repliklerin ezbere bilindiği ünlü oyun yazarı, şair ve oyuncu. Shakespeare'dan ilk okuduğum oyun Bir Yaz Gecesi Rüyası'ydı ve çok severek okudum kitabı. Ardından kitaplıkta eşinirken elime yazarın Soneler'i geçti, başladım hemen okumaya. 154 sone var kitapta. Sone ne diye merak edenler için bir parantez açalım hemen , sone belli bir uyak ve ölçü kalıbına dayalı on dört dizeden oluşan şiir demek. Sonenin ilk yazınsal tür olarak İtalya'da çıkıp daha sonra İngiltere'ye geçtiğini de söyleyip bu bahsi kapatalım. Sonelerin bir çoğunun 1592- 1598 yılları arasında yazıldığı sanılmakla birlikte, sonelerin tamamının topluca basıldığı yıl 1609. Peki Shakespeare ne anlatıyor bu sonelerde? Aslında yarı örtülü bir yaşam öyküsü var sonelerde, hayatın içinde olan tüm duygular var, aşk, sevgi, nefret, sadakat, ihanet, ölüm, özlem, umut, kıskançlık, kısaca insana dair her şey var. Benim okuduğum Soneler Remzi Kitabevi'nin Saadet - Bülent Bozkurt çevirisiydi. Temiz bir dil kullanılmış çeviride, ancak bu dizeleri orjinal dilinde okumak, okuyabilmek mutlaka başka bir okuma zevki olacaktır kanaatindeyim. Zira bana biraz duygu eksik gibi geldi. Kitapta yer alan 66. Sone biraz meşhur bir sone. Şimdi önce benim okuduğum çevirideki 66 soneyi paylaşacağım ardından Can Yücel'in meşhur 66. Sone çevirisini. Varın siz karar verin hangisi daha size hitap ediyor diye. Bezdim hepsinden, ölüm gelse de huzur getirse! Hangisini saysam: Haklının hakkı hiç verilmez; Allı pullu giysi düşer, beş para etmez serseriye; En güvendiğin adam seni aldatmaktan çekinmez. Ona buna hayasızca yaldızlı paye dağıtılır, Tertemiz genç kıza hoyratça damga vurulur, Sarsak yönetimce becerikli insan engellenir, Kusursuz adını hak etmişe haksızca leke sürülür. Eğitimin, bilginin dili bağlanır yetkili kişilerce, Bilgiç geçinen şarlatanlar yönetir bilgili adamı, İyilik kıskıvrak kul köle edilir kötülüğe, Doğru sözlü kişinin aptala çıkartılır adı. Bezdim işte bunlardan ve hiç durmam bana kalsa; Ölmek, sevdiğimi yalnız bırakıp gitmek olmasa. Şimdi gelelim Can Baba'nın çevirisine; Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’ e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. Sizi bilmem ama bana Türk edebiyatının Can Baba'sının çevirisi daha bir güzel geldi. Belki Can Yücel'i çok sevdiğimden torpil geçmiş olabilirim. Shakespeare'in tüm dünyaya nam salmış " to be or not to be" sini " bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?" diye çeviren Can Yücel bu. Shakespeare duysa kendi cümlesini baştan kurmayı düşünürdü belki de. Keyifli okumalarınız olsun.
Soneler
SonelerWilliam Shakespeare · Remzi Kitabevi · 20158,9bin okunma
··
1.716 görüntüleme
Arzu Polatkan okurunun profil resmi
İki çeviri arasındaki fark inanılmaz. Can Baba farkı ise daha cüretkar karşımıza çıkmış, sizin okuduğunuz ise daha naif...
Filiz okurunun profil resmi
Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama Can Baba'nın ki daha bir duygu yüklü yada daha bizden
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.