Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

214 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kolsuz malül gazi 'elin yabanı' nasıl olur?
Yaban ilk bakışta basit bir Bozkır hikâyesidir ve mevzuu gayet sadedir: "Sakarya muharebesinden sonra düşman orduları, Haymana, Mihalıçcık ve Sivrihisar havalisini yer yer taş yığınlarıyla örtülü issız ve engin bir virane halinde" bırakıp çekiliyor. İşte Yaban bu katliam günü ortadan kaybolmuş İstanbullu harp malûlünün, Ferit Celâl Paşa'nın oğlu Ahmet Celâl'in bu köydeki birkaç yıllık ömrünün ruznamesidir. Mehmet Ali'nin köyü Orta Anadolu yaylasında çorak çıplak bir step köyüdür. Mehmet Ali daha köye ayak bastığı gün diğer köylü- lerden biri oluyor ve onlara karışıyor. Ahmet Celâl ise bütün köylüler için sadece bir "Yaban"dır! Artık hayatı, bu kurak gökle, bu katı yer arasında kaybolmuş bu kara step köyü, bu bir avuç step insanı ve basık bir yer odası içinde geçecektir... Fakat işte roman da asıl bundan sonra başlıyor. Vakıa bu roman sessiz, hareketsiz ve vak'asızdır. Bütün maceralar bu köyün içinde cereyan ediyor. Fakat bu maceralar içinde biz hattâ köyün ismini bile öğrenemeyiz. Sahneye çıkan şahısların isimleri hattâ yarım düzineyi zor aşar! Zaten bu şahıslar diğer köylülere, köylü stepin ortasında bir kara yığınından başka bir şey olmayan köye ve köy bu stepe o kadar karışmıştır ki, biz Yaban'ı okurken, önümüzde hiçbir zaman ferdi değil daima "yığın"ı görüyoruz. Bu romanda rol alanlar kimlerdir. Bir Zeynep Kadın mı? Bir Salih Ağa mı? Bir Ahmet Celâl mi? Bir Emine mi? Hayır canım ne münasebet! Bu romanın yalnız üç şahsı var: Vahşi bir tabiat: Anadolu yaylası. Bu vahşi tabiat ortasında bunalmış ve terkolunmuş bir kara insan yığını: Anadolu köylüsü ve bir de Ahmet Celâl. Bir Ahmet Celâl ki bu kara tabiat ortasında bunalmış, bu kara insan yığını içinde; bu zavallı insan yığınını asırlardan beri bu kara tabiatın eline terkeden Türk Münevverliğinin kefareti zebununu yaşıyor. Türk milleti, Türk münevveri ve Türk köylüsü, Yaban'da karşı karşıya geliyor ve hesaplaşıyorlar. Türk köylüsü münevveri yadırgıyor ve ona (Yaban!) diyor! Çünkü bu iki insan arasında asırların açtığı ve henüz kapanmayan korkunç bir uçurum vardır. Bu avılık onlaın dillerini, itikatlarnı ve tefekkür tarzlannı da birbirinden ayırmıştır. Türk münevverine gelince: O da Türk köylüsünü tanımıyor. Çünkü bu kalabalık asırlardan beri terk olunduğu vahşi step tabiatın ortasında en güzel cevherlerini hareketsizliğin, hedefsizliğin ve iptidailiğin haşin maskesi altında örtmüştür. Niçin havada uçan düşman tayyaresi ve ufukları sarsan top sesleri karşısında bu Bekir Çavuş bu kadar duygusuzdur? Niçin Ahmet Celâl'in evini düşman askerleri basıyor da bu miskin imam bu düzenbaz Salih Ağa bilâkis bu askerlerin önüne düşüyor ve onlara seferlerinde yol gösteriyorlar? Niçin bir Emine için bu malûl gazi "kolsuz bir herif"dir? Bir "elin yabanı"dır. Fakat bir sümüklü İsmail'in koynunda bu kız bilâkis kendi cinsinden bir sıcaklık buluyor ve ona can atıyor? Bunlar öyle suallerdir ki, bunların cevabını verebilmek için en az on Yakup Kadri ve on (Yaban) romanına muhtacız. Yoksa Türk münevveri Türk köylüsünü terketmekte ve yaylalar, stepler bu kalabalığı kabartmakta ve köreltmekte devam edip gidecekti. Hulâsa Yaban Türk stepinde Türk insanının hikâyesidir. Her inkılâbın bir devri vardır ki o devirde mistik ve geniş kalabalıkların antozyazmı bütün havaya hâkimdir. Mistiğin sokak antozyazmının havaya hâkim olduğu devirde san'atkâr yerini san'at- kâr olmayan coşkun insana bırakabilir. Çünkü bu devrin edebiyatı her şeyden evvel gürültülü bir heyecanın edebiyatadır. Fakat her inkılâbın seyrinde bir de kuruluş devri vardır ki, bu devirde harciâlem fikir ve harciâlem malzeme artık ikinci plana çekilmeli ve san- 'atkâr yerini almalıdır. Bu devir, inkılâpta hissin, şuura, idrake in- kılấp ettiği devirdir. Yakup Kadri'nin (Yaban)ı 1923'de yazılsaydı, belki yakılabilir- di. Fakat bugün (Yaban) Türk münevverinin beklediği ve özlediği bir romandır. Çünkü bu romanda kalabalıkların hareket enstenkleri değil, Türk stepinin insan malzemesi tetkik olunuyor. Bu stepin kuruluşu, şenlenmesi için bu malzemenin olduğu gibi bilinmesi lazımdır. İşte Yaban'da akseden içtimaî örgü, bu çorak stepler ortasında şimdiye kadar bilinmeyen, şimdiye kadar terkolunan insan malze- mesinin karakteridir.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144,2bin okunma
·
14 görüntüleme
005 okurunun profil resmi
Nurettin Topçu, bu eserde Anadolu köylüsünün küçük görülmesini eleştirmiş, bu esere karşı "Taşralı" isimli kitabı yazmış. Okursanız karşılaştırmanızı öğrenmek isteriz.😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.