Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

öndeyiş
Freud, her yerinde dinin hazır ve nazır olduğu eserlerinde tektanrıcılık üzerine düşünürken İslâm'ı hesaba katmamıştı. Sadece son kitabi olan Musa ve Tektanrıcılıkta, İslâm üzerine birkaç şey belirtmişse de, İslâm'ı kendi araştırma alanından daima uzak tutmuştur. Oysa Freud'da din teorisi, tamamen dinî görüngünün incelenmesinin ötesinde, insan toplumunun temeli, yasanın doğuşu ve uygarlığın kronik krizi sorularını da peşinden getirir, bu sorularla da ilgilidir. Bir Yüzyıl sonra, bu engin çalışma şantiyesine İslâm'ın başlangıç kurgularını ve sembolik kuruluşunun içgüçlerini dahil edersek, bundan ne sonuçlar çıkar? İslâmî kuruluşta söylenen ve yazılanlar tektanrıcı bellekte hangi değişiklikleri işleme koymuştur? Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın kendi perspektiflerinde çözümlenemez duran bir başka baba ve köken sorusu burada ortaya çıkmakta mıdır? Bu kitap, dinî kurumların kurucu nitelikteki bastırmalarını gün ışığına çıkarma ve onların metafiziğini metapsikolojiye tercüme eden Freud'un projesini İslâm'a taşımayı, yaymayı önermektedir. Kitap, diğer iki tektanrıcı dinin kökeniyle bağlantılı Olan ve İslâm dini için referans değeri taşıyan metin ve olaylara psikanalitik bir yaklaşımdan oluşmaktadır. Modern araştırma çevrelerinin epeyce bir süredir uzağında, oryantalizmin yedeğine atılmış duran İslâm, modern duruma girişiyle yakından ilişkili bir aciliyet ve gerekliliğin etkisi altında, kendimizi onunla açıklamaya mecbur ederek güncel dünya sahnesine akın etmemiş olsaydı, bu tür bir araştırmanın tahayyül bile edilemeyeceği iyi bilinmektedir. İslâm'ın modern duruma dahil oluşu başlamak şöyle dursun, belirleyici bir evreye ya da sorunun can alıcı noktasına çoktan gelmiştir: İslami toplumlarda geleneksel özneden farklılaşan ve bilinç alanım aşmış bir tarihsel hareketlilik İçine atılan bir öznenin ortaya çıkışıdır bu. Bizim fikir yürütmemizin başlangıcında, bu gelişme ve bileşkesi olduğu kopuş ve çelişkiler yer almaktadır. Bu nedenle her ne kadar İslâm'ın kökenlerinin inşası araştırılıyorsa da, kitap İslâm'ın güncel sıkıntılarının odağında da yer almaktadır. Bu denemenin birinci bölümü İslâm'ın çağdaş krizini, bu krizin doğuşunu ve en semptomatik tezahürünü (İslâmcı hareket) ele almaktadır: sunduğum bu yorum genel olarak politik sosyolojide geçerlilik taşıyan yorumdan farklıdır. İslam'ın on beş yıldır süren güncelliği, gerçekten de, binlerce işaretle, geleneksel özneden kopuşu ve zincirinden boşanmış uygarlık yıkıcı güçlerin doğrudan bu kopuştan kaynaklandığını göstermektedir. 'Tanrı psişe'si insanı'ndan 'bilinçdışı psişe'si insanı'na geçişin düşünülmesini gerektiren bir dönüşüm süreci söz konusudur. Bu kitabın adını doğrulayan şey budur: İslam Sınavında Psikanaliz. Bu başlık sayesinde, köşe taşlarını, yıllardan beri üzerinde durduğum ve burada bütünlüklü bir bakışla bir araya getirdiğim çok sayıda çalışmanın oluşturduğu bir sınamayı ve bir görevi adlandırmak istedim. Kuşkusuz, tersi önerme, yani psikanaliz sınavında İslam da yanlış olmazdı, ama ben psikanalist olarak ve psikanaliz adına İslam'ın içinde bir maceraya atıldım ve Îslâm'ın güncel ve kökensel bazı sorunlarını aydınlatırken, bunları psişizm ile uygarllk arasındaki ilişkilerle ilgili evrensel psikanalitik bilgiye vurup değerlendirmeyi amaçladım.
Sayfa 13 - İletişim Yayınları, 1. Baskı - 2005 - PSİKOLOJİKitabı okuyacak
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.