Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine...
Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana
çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her
doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unut-
mak... Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak
kadar unutmak. "Bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da
“Dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?” diyecek kadar unut-
mak... Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar
unutmak gerekiyormuş... Ve de bağırmak: "Hangi dinde
deja vu yok, ben ona inanacağım!” Ve de susmak: Nerede
diriliş yok, ben orada olacağım...