Küfelik babunu Şifa'nın kamarasına doğru taşırken 'Bu, o mu?' diye sordum.
Şifa bana cevap olarak bir bakış hançeri fırlattı.
"Merak ediyorum, evrendeki en şanslı herif bu mu yani?!" hiçbir deodorantın evcilleştiremeyeceği gübre çuvalı, sırıtarak sayıklarken salyasını boynuma akıtıyordu.
"Evet."
Siz de duydunuz değil mi? Bu tek kelime beni canevimden vurmuştu. Efsanevi bir deniz canavarı sudan çıkmış, Titanik'i kağıt gibi avucunda buruşturup bir karadeliğe basket atmıştı sanki.
"Adı ne bu hıyarağasının?"
"Ne dedin?!"
"Yani kıymetli aşığınızın ismi ne acaba?"