Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Arvasi'nin tekkelerin kapatılması değerlendirmesi
Bana, ilk günden son güne kadar: — Bizdensin!.. Seni mensup ve mahsuplarımızın (bağlılar ve hesabı görülmüşler) arasına alıyoruz! Yola kabul edildin! tarzında, onun benzerinde, benzerinin benzerinde ne bir şey söylendi, ne en küçük bir imâ veya imâ gölgesi belirtildi; ne de tarikata, tarikat edeplerine ait tatbikî bir şekil, bir merasim gösterildi. Yalnız beş vakit namazda, bir safa dizilen; ve bunun dışında, büyüklüğü belirsiz bir büyüğün etrafında hikmet dinleyen, hemen hiç konuşmayan ınsanlar... Namaz kılar veya Efendi Hazretlerini dinlerken titremeler geçiren bu insanların hal ve vaziyetlerini de bilmiyordum. Bu hal bana büsbütün heybet ve haşyet veriyordu. Etrafında toplanılan büyük, büyüklüğü belirsiz kılacak kadar büyük zat, yolun görünür tarafını da belirsiz kılmıştı. Yolun nisbet işaretlerine ait dış görünüş plânında en küçük emare yoktu. Bu tekkeleri ve tarikatları kaldırmış olan kanunun gözünden kaçırılmak için takınılmış bir tavır değil, bir hakikat edasıydı. Nitekim bir gün şöyle buyurmuşlardı: «— Hükümet tekkeleri kapatmadı; onlar zaten kendi kendilerini kapatmışlardı. Hükümet boş mekânları kapattı.» Öyleyse hükümetin kapattığı, mânada boş tekkeler... Yasak edebildiği de, sahtekârlarca dış plân maskesi olarak kullanılması gayet kolay ve kökünü kaybetmiş merasim şekilleri... Efendi Hazretlerinde ise yolun öz hakikati olarak gizli kök nisbeti öyle yerindeydi ki, bazı zarurî dış alâmetlerin büsbütün silinip ortadan kaldırılmasiyle müteessir olmuyor; ve bu nisbet, ışığı suda kepçeyle yakalamak gibi, kanunun tutabileceği bir şey olmaktan münezzeh kalıyordu. Zaten ve esasen sohbet temeli üzerine kurulu; ve görünmez radyo dalgaları şeklinde kalb antenlerine çarpan gizli nura bağlı bu yol, hükümetlerce aziz tutulduğu günlerde de dış tezahür perdelerindeki cümbüşlere, üniformalara, kalıplara, törenlere iltifat göstermiş değildi. Öylesine ulvî, öylesine lâtifti ki, onu kalp paralar gibi tedavülde bulmanın ve ayrıca kalbten kalbe tedavülüne mâni olmanın imkânı yoktu.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.