Uykusuzluk, beni en çok etkileyen, en çok ilgimi çeken Stephen King romanlarından biridir. Bunun sebebi ise olay örgüsü yahut içerik değildir. 2020 yılının Mart ayı ve sonrasıyla beraber bir illet beni sardı. O da uykusuzluk. Eh saat 5 olmuş ve bu da neden burada olduğumu açıklıyor. Özellikle temmuz ayı ve sonrasında ise bu sorunlar gittikçe arttı ve geride bıraktığımız ağustos ayında da toplam 50 kitap okumuş olmam aslında durumu gözler önüne seriyor. Gönül istiyor ki sakin, sessiz, uyumaya müsait bir ortam olsun ama olmuyor işte. Neyse bu kadar ağladığımız yeter, sanırım neden bu denli ilgimi çektiğini kısaca açıklamış oldum a dostlar.
Kitap 1994 yılında yayımlanıyor ve ülkemizde de 1996’da ilk baskısı yapılıyor. Biraz korku, biraz gizem biraz da fantastik ögeler barındıran bir eserle karşılaşıyoruz. Artan uykusuzluk, bunun getirdiği psikolojik sıkıntılar -ki bende de var hee- ve bununla beraber görülmeyeni görme ve onunla iletişime geçme yetenekleri bulunan ve iletişime geçtiği güçlerle de mücadele eden ihtiyar (70lik) Ralph Roberts'i konu alıyoruz.
Maine bölgesindeki Derry kasabasında geçiyor hikayemiz. Ralph önceden iyi bildiği Ed Deepneau ile karşılaşır. Ancak oldukça saldırgan biri olmuştur ve toplumda sıkça tartışılan Kürtaj hak mı yoksa cinayet mi tartışmasını aslında burada işler. Bende cinayet olarak görüyorum. Açıkçası yaşamak her şeye rağmen güzel ve her insan bunu en az 1 kere hak etmiyor mu sonuçta?
Ardından Ralph üzerine yoğunlaşır hikaye. Her gece süresi kısalan uykulara gelir sıra. Burada gözüm korktu çünkü bazen benim de gözlerim etrafı parlak görüyor, uzun süreli uyumadığımda. King bu psikolojiyi iyi işliyor. Süresi gittikçe azalan uykulara beraber soyut şeyleri görmeye ve bunları anlamaya çalışır. Bununla oldukça mücadele edip kurtulacak gibidir ancak finalde herkesi büyük sürprizler beklemektedir.
Evet güzel dostlarım, yeni ayımıza bir Stephen King romanıyla başladık. Özellikle gerçekten uykusuz kalan arkadaşlarıma tavsiye ediyorum. Ama ben uykusuzum, uyuyamıyorum deyip saat sabah 4-5 gibi yatıp da akşam ezanında kalkan arkadaşları buna dahil etmiyorum, lütfen. Çünkü sahiden uykusuzluk çeken arkadaşlarım kitaptan oldukça etkilenecek ve bazı yerleri daha bir dikkatli okuyacaktır. Hepimize keyifli okumalar, mutlu sabahlar, iyi günler diliyorum. Esen kalın efendim..