Haklı olmak insanı avutur mu?Ah Gorki ah! Kendini daha yaşanılası bir dünya için savaşmaya adayan bir yazar ve fabrika kokusuyla yoğrulmuş bir kitap düşünün. Bir de önyargılarınızı kapının dışında bırakın. Şimdi oldu işte, başlayalım!
Sosyalist realizmin öncülerinden Gorki'nin gerçek adı Gorki değil. Çok daha uzun bir ismi vardı sanırım, iyisi mi boşverin. Benim asıl ilgimi çeken Gorki kelimesinin "acı" demek olması. Bunda geçirdiği zorlu çocukluk ve Rusya'nın ağır şartları etkili olmuş olabilir.
Kitaba gelecek olursak, sürgün döneminde yazılmış ve hızlı bir şekilde yayılmış.
İşçi sınıfının zorlu yaşantısını anlattığı bu yapıt, gerçekleri yüzümüze tokat gibi çarpıyor.
Kitabın ilk sayfalarında beliren zorlu bir hayat tablosu, yaşanacakların nasıl bir acımasızlık içereceğini haber veriyor. Fabrika'nın tüm ihtişamıyla yerini aldığı mahallede fakirlik de her yerde. İnsanların tek kazancı yokluk ve dünyaya gelenlerin tek malı anlamsız bir hayat...
İşte bu kadınlı erkekli anlamsız bir yolculuğun içinde karşımıza bir aile çıkıyor. Herkese "leş" diyerek hitap eden bir adamın hık demiş burnundan düşmüş değil de tam tersi bir oğlu var. Devrimci ruhlu bu genç adam, babasının ölümüyle yaşantısını ve yönetimi sorgulamaya başlar ve çıktığı bu yolculukta Anasını da yanına alır. Bu, garip bir durumdur. Çünkü sosyalistlere Çar' ı devirecek gözüyle bakılır ve hareketlenen gençlere " Kellen uçacak senin! " denir.
Ancak güçleri dizginlenemez gençlerin tek bir isteği vardır: adalet. İşkence gördükleri zamanda bile gerçeği haykırmak zorundalar:
"Hepimiz korkudan geberiyoruz zaten! Bizi yönetenler de bu korkudan yararlanıp bizi daha fazla korkutuyorlar."
Ama sonunda görmeyen gözler açılır, dilsizler konuşmaya başlar ve halkın bilinçlenmesi kaçınılmaz hale gelir.
Yazarın düşünceleri çok açık. Sosyalizme bol bol övgü göreceksiniz. Adaleti isteyen sosyalizme tabii.
Bir solukta okuduğum ama bitmesini hiç istemediğim kitaplardan biriydi Ana. O yüzden bu kitabı okumamı sağlayan keyfim ve kahyasına teşekkür ederim.
Keyifli okumalar :))