M.C.: Genelde siz iyimser politik açıklamalar yaparsınız, buna rağmen, özel konuşmalarınızda çok kötümsersiniz.
J-P.S.: Evet, öyleyim. Ve açıklamalarım da asla çok iyimser değildir, zira bizim için önemli olan, bizi ilgilendiren her toplumsal olayda, ben aşikâr ya da henüz az farkedilir çelişkilere karşı duyarlıyım; hataları, rizikoları, bir konumlanışı özgürlüğe yararlı bir doğrultuda gelişmekten alıkoyabilecek şeyleri görüyorum. Ve o noktada kötümserim, çünkü her defasında, rizikolar gerçekten de çok büyük. Portekiz'e bakın, bizim arzuladığımız tipteki sosyalizmin bugün 25 Nisan'da hiç de sahip olmadığı küçük bir şansı var ve buna rağmen, çok uzak bir geleceğe itilmesine neden olacak en büyük rizikolara doğru koşuyor. Genel bir düzlemden baktığımda, kendi kendime şunu söylüyorum: ya insanoğlunun işi bitiktir -ve, bu durumda, yalnızca işi bitik olmakla kalmıyor, ama asla varolmamış oluyor- ya da insanoğlu özgürleştirici sosyalizmi gerçekleştirerek kendi kendisini inşa edecektir. Tekil toplumsal olguları göz- önüne aldığımda, insanoğlunun işi bitik diye düşünme eğilimindeyim. Ama insanın olabilmesi için gereken bütün koşulları topluca düşündüğümde, kendi kendime, yapılacak tek şeyin, tekil politik ve toplumsal konumlanışlar içinde, bir özgür insanlar toplumunu getirecek olanın altını çizmek, onu değerli kılmak ve bütün gücüyle onu desteklemek olduğunu söylüyorum. Eğer bu yapılmıyorsa, insanın boktan olduğu kabul ediliyor demektir.