Gönderi

Sapık şeyh ve Suçlular
ÖZENLE YAZILDI SAPIK ŞEYH ve SUÇLULAR. İslam dini bir bütündür ve bir örnek insan üzerinden yani efendimiz (sav) üzerinden bize hem kitap, hemde davranış biçimi olarak aktarılmış mükemmel bir hayat nizamı ve insanın ebede uzanan yolculuğunda ona lazım olan her şey'i bünyesinde bulunduran ilahi bir yol gösteriştir. Yukarıda ifade olunan bu hakikate rağmen üzülerek ifade etmeliyim ki; İslam kisvesi altında İslam'dan nasibsiz liderler, hocalar veya şeyhler olabildiği gibi bu kişilere itaat ve bağlılık gösteren yığınlar da olabiliyor. Bu bağlanıştan sonra dünyada veya ahirette zarar görenler hiçbir şekilde mazeret sahibi sayılamazlar. Zira İslam'ın temelinde akıl sahibi olmak ve akıl ile doğru bilgiye erişmek ve sonrasında amel yani tatbik etmektir. Ama günümüz dünyasında iradeleri zayıf, bilgiden yoksun ama uzaktan uzağa kalbi hakikate meyil göstermiş lakin o zayıf meyil ile her şey'i hal edebileceği zannına kapılmış bedbaht insanlar ile dolu...🖎Hepimizin malumu yakın zamanda internete düşen ses kayıtları ile ifşa edilen bir tarikatın şeyhi olduğu söylenen bir nefisperestin küçük yaşta bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu ve haddini aştığı ve ettiği tecavüzattan dolayı birilerini susturmak için para teklifinde bulunduğu ve istismar ettiği kızın akrabalarına : “Evliyadır şaşar, enbiyadır şaşmaz. Biz de nefis taşıyoruz. Masum bir hata işlemiş olabiliriz” sözlerini kullanmış ve daha da ileri giderek kendini mehdi gördüğü iddaa edildi. Görünen o ki iddaa doğru çıktı. 🖎Şimdi madem ki, biz müslümanız öyleyse bu olayı İslam dini çerçevesinde inceden inceye tedkik edeceğiz. Kız çocuğu daha küçük olmasından kızı değil, burada kızın ailesini ve sapkın şeyhi tedkik edeceğiz. Yani bu sapık rezil sahte şeyh ile çocuğun ailesini İslami açıdan, hemde olabildiğince basit ve anlaşılır anlatımla değerlendireceğiz. 🖎Birincisi : Bu sapık, ahlaksız şeyh; eğer İslam'dan haberdar ve İslam'a taraf bir mü'min olaydı şunu bilirdi ki, zinaya ve zinanın her türlü olanına, her ne durumda olursanız olun, bırakın bir kenara o fiili işlemeyi "YAKLAŞMAYIN" diye emir veren ve tedbir alınmasını isteyen Allah'a itaat eder ve bu kız çocuğunun etrafında hizmet etmesine izin vermez ve ailesini ikaz eder : "Kızınız artık yavaş yavaş çocukluğu bitirip kadınlığa doğru gidiyor. Dinimiz artık bazı kısıtlamaları emrediyor" diyerek görevini yapardı. Bu davranışı da "İslami ve imani" olurdu. Ama anlaşılan bu sapkın şeyh bu görevi yapmamış ve tam tersini yapmış, şeytana hizmetkar, nefisperest, İslam'dan nasibsiz olduğunu resmen kanıtlamış.🖎 Çocuğun ailesi ise; eğer İslam'dan emir ve yasaklarından tam olarak haberdar ve İslam'a bağlı olaydı kız çocuğunun korunması, kollanması gereken bir emanet olduğunu bilmenin yanında , kızlarına tesettürü, davranış biçimlerini ve islam'ın öngördüğü ve emrettiği hal ve hareket biçimlerini tebliğ eder ve öğretirlerdi. Babası yaşında bile olsa, kim olursa olsun yabancı erkeklere belli mesafede ve belli şartlarda kısıtlı şartlı bir konuşma veya hizmet olabileceğini belletir, "Bunun dini bir emir olduğunu" önce kendileri bilir sonra da çocuklarına bildirirlerdi ama anlaşılan ailede bunu yapmamış ve İslam'dan nasipsiz ve habersiz olduklarını apaçık ortaya koymuş ve o ahlaksız, rezil, yaratıklığa meyletmiş şeyh ile bir tür suç ortaklığı yapmışlardır. Zavallı bir çocuğun bir ömür ruhen ve bedenen sakatlanmasına sebeb olmuşlardır. 🖎Demekki bu olayda o masum çocuk harici olanlarda ne dine hürmet, ne tahkiki iman, ne tafsili iman, ne ilim, ne de bahane edebilecekleri birşey var. Ama malesef bu rezil şeyhin kıyafeti, söylemleri, dışarıya dönük görselleri tasavvuf, tarikat ve cemaat gibi değerli kavramları lekelememeli, günümüzde birileri tarafından baya yanlış anlaşılmış şeyler bilindiğinden, bizde bunun böyle olmadığını, bu olayın aşağılık bir nefisperestlikten ve İslam'dan nasibsizlerin günahlarını ve cehaletlerini örtbas etmek için kullandıkları bir yol olduğunu ve dinin bile en basit meselelerini bile hayatlarına geçirmediklerini herkesin bilmesini istedim ve kalame sarıldım. "Duyduk duymadık demeyin! Kişinin kendi hakkındaki şehadeti makbul değildir." Yani kim kendine ne isim takarsa taksın bu geçerli değildir. Geçerli olan şey insanın; inandığını, iddaa ettiği dine ne derecede uyduğu ve uyguladığıdır. Hasıl-ı Kelam : Bu ve bunun gibi olaylar şeytanın yardımcısı olmuş düşmanlar tarafından tezgahlanan, tasarlanan ve senaryoları hazırlanan, başrol oyuncuları ile anlaşılan film ve tiyatro oyunlarıdır. Düşmanlarımız tarafindan kurulan bu oyunlara dikkat etmeli, uyanık olmalı, oyuna gelmemeliyiz. Evladımızı ve iyalimizi, Şeytanın yardımcılarından ve yakıtı insanlar olan cehennem ateşinden korumak için; Kur'an hakikatlerini, hadis ilmini, ilm-i hal bilgilerini öğretmeliyiz. Basiret ve ferasetli olmaları için bunların gerekliliğini aşılamalıyız. Zira; mürşidi Kur'an ve Sünnet olmayanların mürşidleri şeytanlardır. [13 Eylül 2020~25 Muharrem 1442]
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.