Öncelikle yazarın Deniz Gezmiş'i tamamen dikkat çekmek için kullandığını düşünüyorum. Yarısına kadar Deniz Gezmiş'i geçtim Türkiye dışında tamamen Fransa Amerika'daki olaylar üzerine.
Kitaptan beklentim Deniz Gezmiş'i anlatırken dönem tarihinden,olaylardan bahsetmesiydi. Ama tam tersine çoğunlukla tarafsız, kronolojik sıralamada çok karmaşık olarak ele alınmış dönem tarihinde, ara sıra Deniz Gezmiş'ten bahsedilmiş son bölümlere kadar.
Kitabın son bölümlerinde Deniz Gezmiş'in sorgu tutanağının hepsi verilmişti. Tutanakta araştırmak için birçok nokta not ettim. Kitabın tutanaktaki olaylara daha çok değinmesini isterdim ama en azından yine de merak uyandırıcı.
Ve kitabın sonu tabiki idamlarla bitiyor. Günümüze baktığımızda bu çok üzücü çünkü tecavüzden terörden yargılananlar bile asılmıyorken böylesine bir son 24 yaşında biri için çok üzücü. Ama Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının da THKO adı altında silahlı mücadele vermeleri, polis yaralamaları ve İş Bankası soygunu da aklımda soru işareti bıraktı açıkçası -tutuklu kalmaları açısından, idam yönünde değil-