Bu vaziyette mutavassıt bir tesviye sureti olarak "mutakiyyet yerine "meşrutiyet" ister. Bu sisteme "Parlâment sureti, yâni usul-i meşveret" ismini verir. Fakat (Suâvi)nin nazarında bu "usul-i meşveret" cumhuriyete doğru bir adımdan başka bişey değildir.
Tabiî bütün bu telâkkiler (Ali Suâvi)nin o zamanki mevzuâta isyani demektir: Fakat «Teokrasi» gibi, «Hilâfet» gibi, «Mutakiyyet» gibi esaslarla müesseselerin yanında bir de Osmanlılıkta Osmanlıcılık vardır; (Ali Suâvi) o müesseselere karşı nasıl «Lâiklik»i, «Meşrutiyet»i, «Cumhuriyet»i müdafaa etmişse, işte bu son esasa karşı da aynı hisler ve aynı fikirlerle Türklük ve Türkçülük dâvâsını açmıştır.