Herkesin derdi ayrı/ Sıkmayın kimseyi/ Aramıyorlarsa / Biçin kendinizden.
Susanlara hiçbir şey sormayınız!
Topla, çıkar, ne katar/ Bir sağlama/ Sonuca.
Karışmak çoluk çocuğa / Çaredir, geçer sanın! / Akşam telaşlarında / Bastırır ansızın / Yok yardımı yalnızlığın.
Dokundular bazıları, sustuk, saygı. / Hüznü bir Gül gibi düştüğü yerden / Aldık, çekildik, herkes varken/ Koklar, okşar sandılar.
Şimdi hangi kitaplardan/ Öğreneceksiniz onu/ Gelmiyorsa bazı şeyler/ Çocukluktan geçerek.
Ama sıfır çarpı yalnızlık/ Toplasalar hepimizi.
Bir kişiyle bile konuşulmaz şeylerle/ Doluyken bardak/ Saplandığın derinden çıkma söz!
Ah ey dertlerini gazetelere radyolara/ Adlarıyla ya da rumuz yansıtanlar!/ Yalnızlık ateşinde üşümüş ellerini/ Gene kendi ellerinde ısıtanlar/ Okşanır bilirim katı duvarlar/ Duvarların çıplak soğuk betonları. “Behçet Necatigil”