Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlerleme, 19. yüzyılın hâkim eğilimini temsil ediyor olabilir ama bütün hikâye bundan ibaret değildir. Bunun yam sıra, hatta bunun gölgesinde, Batılı gelişmenin mahiyeti ve muhtemel sonucu konusunda bir başka görüş daha vardır: yığın/kitle demokrasisi, teknoloji, rasyonalizm, sekülerizm vb’nin evrilmesini doğuran öncüllerden şu karşıt sonuçları devşiren bir görüş: politik özgürlük değil, yığınların/kitlenin tiranlığı; bireysel özerklik değil, maraz‘i izolasyon; zihnin rasyonelleşmesi değil, ruhun rasyonelleşmesi; seküler kurtuluş değil, kısırlaştırıcı büyübozumu. Muhafazakârların modernizme/modernliğe genel güvensizliklerinde gördüğümüz şey, zaman perspektifine yerleştirdikleri trajik hayat tasavvurlarıdır. Bu tasavvur, geleceğe ilişkin melankolik tahminini, hâricî ya da tesadüfî faktörlerden değil, bizatihi tarihin tözünden/içeriğinden; rasyonalistlerin özgürlerin vaadi ve aklın yeni imparatorluğu olarak göklere çıkararak kutsadıkları güçlerden devşiren bir görüştür. Bu tasavvurda tarih, karşı konulamaz ilerlemeye inanan düşünürlerin iddia ettikleri gibi kendi kendilerini otomatikman çözüme kavuşturmayan, bunun yerine insanın kurtuluş umutlarım hayaletlere çevirerek boşa çıkaran ve onu periyodik derin ahlâkî krizlere maruz bırakan bir şey olarak görülür.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.