Zweig'ten okuduğum dördüncü kitap... Hayatımda böyle bir aşk -veya hastalıklı bir saplantı mı desem bilemedim- görmedim ben. Kitap boyunca sırf aşkı yüzünden kendini aşağılık ve değersiz durumuna düşüren, hatta aşkı için köle olmayı bile tercih etmeyi göze alan bir kadının, R. adlı ünlü bir yazara duyduğu bayağılılıklarla dolu platonik bir aşkı okuyoruz ki aşağıda kitaptan aldığım alıntılar da bu durumu destekler nitelikte: " Belki ayaklarına kapanmak ve beni hizmetçi olarak, köle olarak alıkoyman için yalvarmak istiyordum. " "Senin her sözcüğün benim için bir İncil ve dua yerine geçti. " Fakat okuduğum bu aşk öyküsü; fazla saplantılı, fazla gereksiz ve fazla itici geldi ki maksimum 2 günlük kitabı 10 günde zoru zoruna bitirmeyi başarabildim, çünkü kitapta ilerleyemedim bir türlü ki bu da kitabın - bana göre - sürükleyici olmadığını gösterir. Son olarak şunları ekleyip incelemeyi bitireyim: Hiç kimse için bu kadar saplantılı bir sevgi ( ister platonik ister karşılıklı olsun ) beslemeyin, hiç kimseyi veya hiçbir şeyi körü körüne sevmeyin; bu bir cisim, bir hayvan, bir bitki, bir insan vs.vs. olabilir. Bir gün gideceğini, bir gün yanıbaşınızda olmayacağını bilerek sevin ki sevginin dozunu ayarlayabilesiniz. İşte o zaman onlara yüklediğiniz anlamlar da bu ihtimale göre olacaktır. Ve asla hiçbir şey karşısında kendinizi değersizleştirmeyin. Unutmayın ki sizler değerlisiniz, özelsiniz... Sevgiler...

Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,1bin okunma

·

1 artı 1'leme

·

88 görüntüleme

Yar'en

@rakastava ·

06 Ekim 2020 03:32

Annem Zweig okuduğumda bana kızar. İntihar edişi karamsarlığını, iç dünyasının yoğunluğunu vurguluyor annem de bundan etkilenmemden korkuyor olacak herhalde:) gerçi bir çok yazarda görüyoruz bunu fakat Zweig tüm yoğunluğunu kitaplarına işlemiş gibi.

Osman GÖK

@Osmn_gk ·

06 Ekim 2020 05:54

Kesinlikle öyle. Yazardan daha 4 eser okumama rağmen yazarın kitaplarının duygu yüklü ( gereğinden fazla ) olduğunu hissettim ve ayrıca bu dört eser sayesinde yazarın psikolojisi hakkında fazlasıyla çıkarımlarda bulunma fırsatı yakaladım.Yazarın ruh halini ve psikolojisini fazlasıyla yansıtıyor eserleri. Mesela "korku" adlı kitabındaki o abartılmış, yoğunlaştırılmış korku duygusu beni çok germişti ve boğmuştu. Birçok kişinin önerisi ile bu yazarın eserlerini okumaya başlayan biri olarak eserlerinden birçok okura göre aynı lezzeti almadığımı ( tabiki ders veren güzel ve başarılı birçok cümleler de mevcut eserlerinde ) itiraf etmeliyim. Başka eserlerini okur muyum bilemiyorum, şimdilik okunmayı bekleyen farklı yazarlardan bolca kitap mevcut elimde :) Bu arada burdan, bu kadar ince düşünceli yüreği sevgi dolu annelerimize kucak dolusu sevgiler :)

1 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Osman GÖK