"İşlerini -kararlarını- kadına bırakan (kadından hükümdar, vali, kadı, ko-
mutan, kadı yapan) bir toplum başarıya-kurtuluşa eremez." (Bkz. Neseî, Kitâbu
Âdabi'l Kudat, Bubu'n-Nehyi An İstimali'n-Nisâi Fi'l-Hükmi, c. 8, s. 227.)
Bu hadisin hükmüne göre, kadın, kadı (yargıç) olamaz.
Bununla birlikte, İslam hukukunda (fıkıhda) benimsenen görüşe göre, kadının
kadı olması caizdir. Çünkü ceza, "kısas" davalarının dışında olmak koşuluyla,
kadının tanıklığı caizdir. Ne var ki, kadını kadı yapanlar, yukarıdaki hadis ne-
deniyle "günah" işlemiş olurlar.
(Bkz. MecmauT-Enhür-Damad-, İstanbul, 1309, c. 2, s. 131; Dürer, İstanbul,
1317, c. 2, s. 408.)
• Kadı, "müctehid" de olmalıdır.
Hadislerden, kadılığa getirilecek kişide, "müctehid" (yani ictihadda bu-
lunabilecek güçte) olma koşulunun aranması gerektiği izlenimi elde edilebiliyor.
Kuran Ansiklopedisi, Turan Dursun