Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

476 syf.
10/10 puan verdi
Kara Kitap’ın Yazdıkları 01.10.2020 - Ülker Gündoğdu Kara Kitap’ın Yazdıkları Kitaplar birer araçtır, okurları istedikleri yere götürebilme kabiliyetine sahiptirler. Bu, geçmiş hatıralar, hayaller, şimdi ve gelecekten ibaret şeklinde zamansal bir yolculuk değil, korkular, belirsizlikler, yenilgiler, yalnızlıklar da olabilir. Her kitabın birer yansıtıcı veyahut zaman makinesi gibi geçmişe, geleceğe, değişik duygu durumlarına bizleri sürüklemesi ve bunu başarılı bir biçimde o moda alması, kitabın başarısı olarak okunabilmektedir. Bu bakımdan, bizi en iyi ağlatan, en iyi güldüren, en iyi hüzünlendiren ve bizi en iyi geçmişe ve geleceğe götüren kitaplar, anlatım biçimi, kelime seçimi bakımından kalifiye bir eserdir. Kara Kitap, geçmiş ve gelecek, duygu durumu ekseninde değerlendirilmesi gereken bir eser olarak karşımızda durmaktadır. Okuru kişisel amaç ve anlam arayışına götüren bu eser, temel kaynağını yazarın ailesi, hayatı, yaşadığı yerler, Türk ve Dünya edebiyatından kitaplar oluşturmaktadır. Nobel Edebiyat Ödüllü Orhan Pamuk’un Kara Kitap adlı eseri, zengin, şaşırtıcı, modern bir hikâyeyi destanlaştırarak konu edinmektedir. Hayat, hayal gücü, etki ve düşüncelerden bu romanı ortaya çıkarmaktadır yazar. Kara kitap sırlarla, oyunlarla, bilmecelerle dolu, özgün bir içeriği okur ile buluşturmaktadır. Pamuk, kişinin kendi kimliğini keşfetmesi üzerinde durmaktadır. Ana Karakter Galip Kara Kitap’ın ana karekteri Galip, çocukluk aşkı, arkadaşı, amcasının kızı, sevgilisi ve karısı Rüya’nın İstanbul’un karlı bir gününde, geride bıraktığı, yeşil tükenmez kalem ile on dokuz kelimeden oluşan not ile gidişinin ardına düşerek okurun içini doldurun hüzün ile Rüya’yı bulma merakına sürüklemektedir. Galip’in yakın akrabası köşe yazarı Celal’in kaybolması ile kuşkuları Celal üzerine toplanmaktadır. Çocukluğundan bu yana köşe yazılarını hayranlıkla okuyarak büyüdüğü Celal’in ona yazılarıyla işaretler yolladığına inanarak okuru adım adım çözeceği bilmecelerle şaşırtıcı bir sonuca taşımaktadır. Celal’in cellatların hikâyeleri, felaketleri, kılık değiştiren padişahları, kültürü, tarihi, esrarlı cinayetleri, aşk hikâyeleri ve yüzümüz üzerindeki anlamların sırlarını konu eden yazılarında araştırmayı okur ile sürdürmektedir. İstanbul’daki kuyrukların uzadığı, çorabın kaçakçılarca satıldığı zamanlardı Rüya’yı ilk gördüğünde. Selim Kaçmaz adıyla Celal’in Milliyet gazetesinde haftada beş kere yazdığı zamanlardı. Galip, kuzeni Rüya’nın resmine bakanların güzelliğinden durgunlaştığını çok sonra anlamaktaydı. Her an yaşanabilecek, günümüzü çağrıştıran bir yazısıyla, salgın hastalık çıkacağı, dikenli teller ile karantinaya alınacağı, hastalıklı bölgede olup biten felaketler hepimizin içine işleyeceği, karanlık bir odanın sessizliğinde bütün gücümüzle sarılarak ölümü beklemenin zamanı geldiğini kaleme almaktadır Celal. Celal ortalardan kaybolurdu ara sıra, kimsenin bilmediği yerlerde kalırdı. Gazete de yazdığı yazılar yüzünden takip edilirdi. Rüya’nın kendisini terk ederken yazıp bıraktığı mektubu bir daha okudu. Yeşil tükenmezle yazılmış mektup, hatırladığından daha kısa gelmişti. Güzel karısını tekeden Galip, onu aramaya Celal’in köşe yazılarından başladı. Nereye gitse karısının izine rastlıyor ama kendisine değil. Galip, şehirde bulduğu izlerde kendisini okuyordu. Güzel karısıyla kendi geçmişinin izlerini buluyordu. Kime kaçtığını bilmiyordu ya da bilmek istemiyordu. Karısının kaçtığı adamın ya da yerin kendi geçmişinden bir yer olduğunu düşünüyordu. Ana Hatlarıyla Kara Kitap Galip’in hüzün dolu hikâyesi okuru gerçeğin dipsizliğine düşürmektedir. Celal’in yazılarını okurken, gördüğü dünyanın arkasında, bir sır olduğuna kendini inanadırmak istiyordu. İnsanı özgürleştirecek bir esrar, dünyanın içine gömülmüş bulduğu için kendini esrarı çözmek için her zorlayışında hafızasını kaybetmiş gibi çaresizleşmektedir. Kendi varoluşunun sırrını bilmemektedir. Galip, amcaoğlu Celal’in gizlendiği köşenin ve şehrin tüm sırlarını okuyacağına inanmaktadır. “Yer altındaki Manken” yazısını okumuş Rüya’nın o mankene benzediği için Rüya’ya hayran olduğunu Celal’in Rüya ile birlikte gitmiş olduklarını düşünmekteydi. Altmışlı yılların başında tezgâhlanan ve başarısızlıkla sonuçlanan askeri darbeleri tasarlayanların çoğu: kendilerini tehlikeye atmayıp genç darbecilere uzaktan göz kırpan paşaların dışında, Celal’in yıllığında resimleri yayımlanan genç subayların arasından çıkmış olmalıydı. Kendi hayatının anlamını kurtaracağına inanmaktadır Galip, bildiği ama bildiğini henüz bilmediği esrarın içine gözyaşlarıyla dalmaktadır. İnsanın kendi olabilmesi için, içinde yalnızca kendisini, kendi hikâyelerini, kendi düşüncelerini bulabilmesi gerekmektedir. Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç. Sonuç Olarak İç ve dış tasvirleri, çok boyutlu anlatabilen yazar, betimleme ustalığı sayesinde hayal dünyamıza eşsiz dokunuşlarla katkıda bulunmaktadır. Orhan Pamuk’un birçok eserinde gözlemlediğimiz kadarıyla ortaya koyduğu eserler, salt edebî bir eser değil, ayrıca sosyal bir olgu olarak yaşadığı toplumsal unsurları ayrıntılı bir biçimde yansıtır ve bunu veciz bir şekilde ortaya koymaktadır. Pamuk’un eserlerinde toplumsal gerçeklik, konuyu ifade etme biçimi, eşyaya nüfuz eden gerçekçi bir yaklaşımla canlı bir dilin sınırlarını zorlamaktadır. Diğer Eserleri ve Kara Kitap Cevdet Bey ve Oğulları romanında; alınacak bütün hazlara sahip, modernleşen Türkiye’nin özel hayatını sevgiyle, panoramik olarak anlatmaktadır. Başka bir romanı olan Sessiz Ev, tarihçi, devrimci ve zengin olmayı aklına koymuş üç torunun; yetmiş yıl önce siyasi sürgünde dedelerinin yaptığı evde kaldıkları dönemi babaannelerinin anılarıyla aralanmakta, dedenin yazdığı Doğu ile Batı arasında oluşan uçurumu kapatacağını sandığı ansiklopediye değinilmektedir. İlk Orhan Pamuk ile tanışmam Yeni Hayat romanı ile olduğu için ben de bıraktığı sihri hala hissederim. İçeriğiyle sihirli kitap, esrarengizliğiyle kült roman. Okuduğu bir kitabın tüm hayatını değiştirdiği coşkulu, lirik ve sihirli romanın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan gencin olağanüstü̈ hikâyesi. Benim Adım Kırmızı, modern edebiyatın en çok okunan romanıdır. İsmine münhasır renkli ve iyimser. Ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine tezat duyguların yansıması, bu eserde üzerinde durulan unsurlardır. Eski resim sanatının unutulan güzelliğine ağıt ve modern bir klasiktir. Okurken hiç bitmesini istemediğim Masumiyet Müzesi, aşk, evlilik, arkadaşlık, tutku, aile ve mutluluk hakkında rengârenk bir dünya sunmaktadır. Mizah duygusu, insan ruhunun derinliklerindeki fırtınalarını hissettiren, okura unutulmaz rüyalar gibi akıldan çıkmayan sarsıcı bir hikâyenin anlatımıdır. Karakteriyle beraber her tuhaflığı sorguladığım Kafamda Bir Tuhaflık, modern bir efsane, şehrin yeniden inşası, Anadolu’dan gelip zengin olan insanların hayatı, ülkenin dönüşümleri, karekterin kafasındaki tuhaflığı, aşkta niyet mi, kısmet mi önemli olduğunu, mutluluk ve mutsuzluğun seçimimiz mi olduğunu, aile hayatı ve şehir hayatının çatışması içerisinde kadınların öfkesi ve çaresizliği resmedilmektedir. Kırmızı Saçlı Kadın romanında kaderin izlerini izliyoruz, bir aşk büyüsü içerisinde, insanı suça sürüklüyen, kıskançlık, sorumluluk, özgürlük gibi duygular arasında, mütereddit ruh halinin yansımaları… içimizde fırtınalar kopartan bir anlatım ile... Okuduğum tüm Orhan Pamuk kitaplarında, insanlara dair ayrıntıları ile insana ve insanlığa dair açıklamalarıyla yeni bir pencere açan Pamuk, insana, insanları anlatmaktadır. Ben de bu tanışıklığa şahitlik eden bir okur olarak, bu okuma serüvene dâhil oluyorum. Orhan Pamuk Kara Kitap Yapı Kredi Yayınları 443 sayfa Ülker Gündoğdu
Ülker Gündoğdu
Ülker Gündoğdu
Kara Kitap
Kara Kitap
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
kitaphaber.com.tr/ulker-gundogdu-a24
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,1bin okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.