Bir gün muazzez sahabilerinin meclisine âni olarak giriyorlar ve bağlılarını acı bir çehre içinde buluyorlar. Ne konuştuklarını, niçin ıstıraplı bir yüz taşıdıklarını soruyorlar.
— Günahı, günahımızı konuşuyor ve bu bakımdan acı duyuyoruz, ey Allanın Resulü!
Allahın Resulü buyuruyorlar:
«— Allah dilerse hepinizi helak eder, bana yeni sahabiler yaratır, onlar günah işler ve affedilirler.» Veli:
«— Hiçbir günah, günaha hor bakmaktan büyük olmaz.» Ama bu demek değil ki, günah işlensin; günahtan korkmak da, demek değildir ki, Allah'ın rahmetinden uzak düşülsün...
Her şey, had, ahenk, kıvam ve muvazene meselesi... Hususiyle, apaydın ortada duran ölçüler üzerinde kılı kırk yararcasına vehimlere kapılmak ve zavallı aklı, içinden çıkamayacağı bir taharri memurluğuna sürmek, sırlara en büyük ihanet...