Gönderi

Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bu iki taraflı süreç, bir yandan orta sınıfın çöküşünü de hızlandırıyor. Kibir veya umutsuzluk: Azami kâr odaklı eylemleriyle kapitone koltuklarda oturanlar ile gittikçe düştüğünden anca borç ödemeye -yaşamaya bile diyemeyeceğim- yeten maaşlarla yaşamaya çalışanlar arasındaki bir ara gerçeklik alanı gün geçtikçe varlığını yitiriyor. Hayat, banka borçları ödendikten sonra geriye kalan çok az bir miktar anlamına geliyor. En temel dayanışma kuralları ufalanıyor. Kırıntıların bölüşüldüğü başka bir dünya ile yolsuzluğa teslim olmuş, düşüncesi kıt yöneticilerin tanrı ve denklemlerle birlikte oturduğu altın kaplama odaları arasında insanın gerçekliği tamamen yok olana dek eriyip dağılıyor. Orta sınıfın kayboluşuyla birlikte ortak bir dünyanın varlığı da, bu sınıfın dayanıklılığını koruyan ve yirmi asır öncesinde Yakarıcılar’da Euripides’in söylediği gibi demokrasi ihtimalini var eden genel ve toplumsal yararlılık ideallerinin de sonu gelmiş bulunuyor.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.