“Fatih’in neredeyse bütün ömrü fetihlerle geçti ama onu kan dökmekten zevk alan bir kişi sanmak haksızlık olur. Farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı insanlardan oluşsa da bir dünya imparatorluğu kurmak istiyordu. Konstantinopolis’in fethi bu idealinin mümkün olduğunu göstermişti. Ama yeryüzünü fethetmek için sadece savaş yetmezdi, askerlik kadar bilimin, dinin ve sanatın da önemini anlamıştı. Güçle zapt ettiği toprakları ancak kültürle elinde tutabileceğini çok iyi biliyordu. Farklı halklara, farklı dinlere yaşam hakkı tanıyan büyük bir imparatorluk kültürüyle..”