Herkese selamlar, ne zamandır Beckett okumak istiyordum, kısmet bugüneymiş. Yazarın okuduğum ilk eseri olan Murphy eğlenceli bir o kadar da düşündürücü bir eser. Murpy; yalnızlığını, kendi iç dünyasında yolculuklara çıkmayı seven, edilgen bir karakter. Usuyla başbaşa kalabilmek için kendini çırılçıplak bir sandalyeye bağlayıp sallanıyor ve böylece huzur buluyor. Çünkü düşünmesi için kendini dış dünyadan soyutlaması gerekiyor. Çıplak olması da dünyaya yeni gelen bir insanı anımsatıyor bana. Dış dünyayla ilgili, fiziksel olan şeylerden kaçıyor. Kaçtığı yer ise kendi zihni. Çalışmıyor, amcasının gönderdiği ufak miktardaki parayla yaşıyor. Celia ise Murphy'ye aşık eski bir fahişe. Peşini bırakmayan dış dünyaya ait olduğu için Murphy'nin reddetmek istediği bir kadın ancak sevgilisi. Celia, bir gün Murphy'e çalışması gerektiğini yoksa mesleğine geri döneceğini söyler. Murphy ise çalışmak istememesine rağmen bir akıl hastanesinde hastabakıcılık işi bulur ve böylece olaylar gelişir. Beckett eseri yazarken Decartes'ın ruh ve beden ikiliğinden etkilenmiş. Ruh ve beden dış dünyada kaynaşma zorunluluğu olmadan da birlikte var olabilir, diyor. Esere, bedenin fiziksel dünyada asla özgür olamayacağı, gerçek özgürlüğün ancak us dünyasında yaşanabileceği fikri hakim. Varoluşçuluk akımının izlerinin de görüldüğü eser, biraz ağır olmasına rağmen birbirinden ilginç karakterleri ve konusuyla kendini okuttu. Bu arada Ayrıntı Yayınları'nın eserlerini çok kaliteli bulduğumu da söylemeliyim. Kitapla kalın.

MurphySamuel Beckett · Ayrıntı Yayınları · 2015520 okunma

·

142 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.