Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

124 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Yaklaşık bir yıldır penceremden birkaç binanın yükselişini izliyorum. Toprağın kazılmasını, katların biçimlenmesini. İzlemekle kalmıyor onu dinliyorum da. Müthiş bir gürültü. Pazar sabahları da dahil olmak üzere.. Kulaklarımı tırmalıyor ama uyumaya devam ediyorum. Çünkü biz bu gürültünün içine doğduk. Her sesin birbirine karıştığı, sesin bir an bile kesilmediği bir dönemin içindeyiz artık. Sessizlik olduğunda şüpheyle bakıyoruz birbirimize, bir felaketin habercisiymişçesine. Tam da ihtiyacımız olan bir şey var aslında: Sessizlik. Bu sessizlik sesten arınma değil, hiç sesin olmaması da değil. Sesle birlikte sessiz kalabilmek demek. Norveçli kaşif/yazar/yayıncı Erling Kagge bunu anlatıyor. Everest’in tepesinde, Kuzey ve Güney kutuplarındaki uzun ve bir o kadar soğuk yürüyüşlerindeki sessizliği. Mümkün mü diye soruyorsunuz ki bence o kadar kolay bir şey değil.. En son ne zaman kendini dinledin? Ne zaman memnun olmadığın bir ortamdan kalkıp, ardına bakmadan gittin? Kendine sarıldığın zamanı hatırlıyor musun? İkinci adımı atmaya korkup ilk adımı atmadığını biliyorsun değil mi? Kendimi saf bir sessizlikle dinlediğim zamanı hatırlamıyorum. Ama bu kitabın kendimi iyi hissettirdiğini biliyorum. Kısa cümlelerin, Kagge’nin içe dokunan örneklerinin bana iyi geldiğini.. . Nezihat Bakar Langeland’ın Norveççe aslından çevirisi, Füsun Turcan Elmasoğlu çalışması olan kapak tasarımıyla..
Gürültü Çağında Sessizlik
Gürültü Çağında SessizlikErling Kagge · Alfa Yayınları · 2020392 okunma
·
571 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.