Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

HUME VE NEDENSELLİK
Biz dünyadaki etki-tepki çiftlerini izlediğimiz zaman, evrenin yapısına ilişkin metafizik kimlikte ve kesinlik içeren bir bilgi edinmiş olur muyuz? Örneğin, “eli ateşe uzatma”nın bir neden ve “elin yanması”nın sonuç olduğu nedensel bir zincir düşünelim. Benim öznel algılarım açısından bakıldığında, bu örnekteki nedenselliğin zorunlu olduğunu düşünmemizin kökeninde ne yatmaktadır? Bunun, Hume’a göre tek bir yanıtı olabilir: Benzer etki-tepki örneklerinde aynı sonucun tekrarlandığını gözlemlemek. Gözlemlenen olgu aslında yalnızca “düzenli bir şekilde tekrarlanma”dır. Biz hiç bir zaman “zorunluluğu” gözlemlemeyiz. Ancak bu tür düzenli tekrarlar oldukça, insan zihni bu izlenimlerden hareketle bir zorunluluk ideası türetir. Bu da, bir sonraki “etki” gerçekleştiğinde, daha önceden pek çok kez algılanan “sonuç”un zorunlu olarak ortaya çıkacağına dair bir beklentiye girmemize yol açar. Bizim dünyada var olduğunu sandığımız “zorunluluk”, aslında, zihnin alışkanlık sonucu belli bir “etki” ile belli bir “tepki”yi (veya sonucu) bağdaştırarak bir beklenti üretmesinden başka bir şey değildir. Buna karşın, elimi ateşe bir sonraki uzatışımda yanma hissi duymamam mantıksal olarak tamamen olanaksız bir durum değildir. O hâlde, benim zihinden bağımsız varlık alanında gerçekleşen zorunlu (metafizik) bir bağıntıyı biliyor olmam olanaksızdır. Örneğin, benim bir sonraki ateşe elimi uzatma hareketinde elimin yanacağını şu an bilemem. Bu konudaki aşırı güvenimiz, eğer Hume haklıysa, yanlış temellendirilmiş bir güvendir. Ortada bir “zorunluluk” varsa, bu gerçekliğe ait bir zorunluluk değildir. “Zorunluluk”, tekrarlamalar sonucu zihnimizde türeyen bir ideadır. Kısacası, dürüst olursak, bizim bildiğimiz zorunluluk “dışarıda” değil, “içeridedir”.
Sayfa 96 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.