Kendi zihnine saygı duymayı seçen ve kendini onun mükemmelliğine bağlanmaya adayan insan sahnedeymiş gibi davranmaz, yakınmaz, ne yalnızlık ne de kalabalıklara gereksinim duyar, her şeyden önce de -en önemlisi bu- hiçbir şey aramaksızın, ama hiçbir şeyden de
kaçmaksızın yaşayacaktır.