Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
"Ben yalnızlığın insan haliyim!"
“Yaşamın bir tamamlanışına ulaşıldığında felsefe yapmak durur mu? Hayır, ancak o zaman hakiki felsefe yapma başlar.” “Filozof hakikati değil ama insanlarda dünyanın tümden değişimini, metamorfozunu arar: o kendinin bilinci ile dünyanın anlaşılması için savaşır. Bir özümleme amacıyla, bir asimilasyon için mücadele eder: ortaya insanbiçimci, antropomorfik bir şey koymayı başardığı zaman da tatmin olur. Tıpkı astroloğun evreni tek tek bireylerin hizmetinde görmesi gibi, tıpkı filozofun dünyayı bir insan varlığı olarak görmesi gibi.” (Sy 166) Kitabın başlangıç bölümünde öncelikle filozof Friedrich Nietzsche’nin doğduğu tarihten ölümüne kadarki geçen yaşam süresinde Batı kültür dünyasında olup bitenlere, din, bilim, sanat, bilim, edebiyat, tarih, siyaset alanlarında adını duyurmuş ve aynı zamanda yine etkilendiği ve etkilediği ünlü birçok kişiye ve bu kişilerin düşünce, felsefe ve eserlerine tarih sırası ile yer verilerek kısaca değinilmiş(Tolstoy, Heidegger, Schopenhaur, Wagner, Thomas Mann, Proust, Dostoyevski, Alfred Adler, Sigmund Freud, Martin Buber, Albet Camus, Jean-Paul Sartre, Stefan Zweig, Andre Gide, Michel Foucault…) Bu kadar çok kimseyi etkileyen, peşinden sürükleyen, çok hızlı üreten, görkemli zihin kapasitesine sahip, derin ve etkileyici düşünen filozof, eğer hayatının son on yılından fazlasını acılara katlanarak ve hasta geçirmeseydi acaba daha neler yapabilirdi? Kim bilir! Ayrıca bu kitap Nietzsche felsefesine bir giriş ön hazırlık olarak da sayılabilen yol gösterici ışık tutucu bir eserdir de diyebiliriz. İlerleyen sayfalarda Nietzsche’nin düşünceleri, metaforları, metonimileri ve ayrıca felsefesinin başlıca anahtar kelimeleri de olan; Dionisosçu/Apolloncu İlkeler, Hakikat ve Metafizik Eleştirisi, Çilecilik(Asketizm), Efendi Ahlakı/Köle Ahlakı, Ahlakın Soykütüğü, Bilim ile Din Eleştirisi, Ebedi Dönüş/Sonsuz Yineleniş(Ewige Wiederkehr), Nihilizm(Hiççilik), Perspektivizm(Bakışaçıcılık), Zerdüşt, Üstinsan(Übermensch), Ressentiment(Birikmiş hınç, acı, kin; intikam niyetiyle bir saldırıyı, bir saygı ve hürmette kusuru anımsama), Çöküntü, Tanrı’nın Ölümü, Güç İstenci(Wille zur Macht), Tüm değerlerin yeni baştan değerlendirilmesi, Zorunlu olanı kabullenme özgürlüğüne vurgu(ya da yazgının en üst düzeyde olumlanması anlamındaki) Kader Sevgisi(Amor Fati), Ölümün katılığı, sertliği ve acımasızlığı anlamındaki Rigor Mortis gibi kavramlara sıkça rastlandığından hakkında bilgilendirmeler, notlar ve kuramsal incelemeleri bulunmaktadır. Nietzsche dili bakımından soğukkanlı biçimde analitik, ateşli biçimde polemikçi, keskin biçimde eleştirel göründüğünü ve oldukça yüksek düzeyde de metaforik olup anlatmak istediklerini kendine özgü terminolijisiyle aktardığını söyleyebiliriz. “Tıpkı bütün karışık ve kötü şeylerin içyüzünü ortaya çıkaran bir buzul meleği gibi ben de bilginin değeri sorununu ele alıp incelemek istiyorum. Kötü olmadan ama fazla duygusal ve yumuşak da olmadan” (sy 170) demiştir kendisi de. Ve ayrıca insanı irkilten şu tarz başlıkların yer aldığı -“Niçin Bu Kadar Akıllıyım?”, “Niçin Bu Kadar Zekiyim?”, “Niçin Bu Kadar Güzel Kitaplar Yazıyorum?”- “İşte İnsan, Nasıl İnsan Olunur” adlı yapıtında anlaşıldığı üzere kendini bu denli beğenen ve megalomaniye sahip olan pek az kimselerden de biridir. Nietzsche felsefesiyle dünyaya acı ve alaycı bir bakış atmış, şeytani bir muziplik ve sarkazmla yaşama yönelmiştir. Onun büyük bir deha olduğunda kuşku yok; ne var ki her deha her zaman insanlığın yolunu aydınlatamayabiliyor. Dehası onun, Tanrı inancından, bir şeye ya da bir kimseye bağlanmaktan uzaklaşmasını sağladı. Ömrünün yaklaşık yirmi yılı içinde verdiği eserlerle kışkırtıcı ve vurucu görüşler serimliyen Nietzsche, acaba sağlıklı bir yaşamı sürdürebilseydi daha ne gibi çarpıcı düşünceler ortaya atabilecekti? Kral Lear, deliliğinin sınırında şöyle der: “Öyle şeyler yapacağım ki Ne olduklarını henüz ben bile bilmiyorum Ama onlar yeryüzünün en dehşetli korkusu olacaklar Kendi payıma." İşte özetle Nietzsche’nin felsefesi… Nietzsche pek çok şey hedefledi, ama pek azına ulaşabildi, tıpkı bir Fransız atasözünün dediği gibi, “Her şeyi kucaklamaya çalışan, her şeye sarılan çok azını kavrar.” Felsefe yapmayı ve felsefi düşünceleri havadaki bulut gibi gören herkes şunu unutmasın ki yağmur ve bereket de o bulutlardan gelir. Ancak sonuçta kendisinin lehinde ve aleyhinde ne söylenirse söylensin Nietzsche’nin felsefe tarihi ülkesinin topraklarında kocaman bir ayak izi bırakmış olduğu bir gerçek. Ama yine de biz “Filozofların kendilerine özgü önyargılarını bazı açılardan görmezlikten gelmeyi, hoş görmeyi başarabilme doğru mudur?” sorusuna yanıt aramayı sürdürelim.
Filozofun Kitabı
Filozofun KitabıFriedrich Nietzsche · Sentez Yayıncılık · 201633 okunma
·
299 görüntüleme
Sedat Temel okurunun profil resmi
Adolf Hitlerin de ondan etkilendiğini not olarak ekleyebiliriz 😉
Demet okurunun profil resmi
Bu önemli katkın için teşekkür ediyorum 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.