Yavaşladıkça Çoğalıyorum-Alıntılar
Çocukları döverek eğitemezsiniz, onları ya daha inatçı hale getirirsiniz ya da tam bir korkağa dönüştürürsünüz. Sayfa: 64
Mutlu bir evlilik hayatta kurulabilecek en güzel ve mantıklı birlikteliktir; uyum içinde, güvenle ve huzurla ortak sorumlulukları yerine getirmek demektir. Sayfa: 65
Dostlarınız olsun istiyorsanız önce kendiniz dost olmayı bilmelisiniz. Dostluğun kolları dünyanın bir ucundan bir ucuna yetecek kadar uzundur. Sayfa: 67
Yaptığı iyiliği başkaları duysun diye ya da daha fazla değer görmek için yapan, doğruluğu dillerde dolaşmak koşuluyla doğru olan insandan hayır gelmez. Sayfa: 69
Ah dostluk! Eskiler dostluğun sudan ve ateşten daha gerekli ve daha tatlı olduğunu söylemişler, ne kadar doğru! Sayfa: 70
Yorucu düşüncelerden uzaklaşmak için kitaplara veririm kendimi, onlar sayesinde kolayca başka diyarlara göç eder aklım.
Sayfa: 72
Henüz vaktiniz varken doyasıya yaşayın hayatı.
Sonunda yanınıza kalan geçirdiğiniz günlerin sayısı değil, mutlu anlarınızın yansımasıdır. Sayfa: 74
Hayatın değeri yaşadığımız gün sayısıyla değil, sayılı günlerimizi nasıl geçirdiğimizle ölçülür. Hayatınızdan duyduğunuz memnuniyet ne kadar çok yaşadığınıza değil, nasıl yaşadığınıza bağlıdır. Sayfa: 76
Kasvetli düşüncelere daldığımda, bana en iyi gelen şey kitaplarıma koşmak oluyor. Onlarda çabucak kaybediyorum kendimi ve zihnimin bulutları dağılıyor hemen. Sayfa: 76
Evlilikte fayda, eşitlik, onur ve bağlılık olmalıdır;
bu belki alışılmış fakat kökleri sağlam bir huzur yaratır. Zorluklar, birlikte aşılırsa evliliği daha da güçlendirir. Sayfa: 79
Nitelikli bir okuyucu, başkalarının yazılarında yazarın anlatmak istediğinin çok ötesinde bir şeyler sezer ve bu sayede okuduğu şey daha zengin anlamlara, daha geniş sınırlara ulaşır.
Sayfa: 79
Hiç durup dinlenmeyi düşündünüz mü? İmparatorlukları ele geçirenlerden bile daha çok çalışıyorsunuz, neden biraz yavaşlamıyorsunuz? Yavaşlamak sizi çoğaltır.
Sayfa: 81
Her kederde bir mutluluk, her sevinçte bir üzüntü gizlidir. Sayfa: 87
Melankolinin derinliklerindeyken bile bize
gülümseyen ve bizi mutlu eden bir umut ışığı vardır. Sayfa: 88
Hatalar ruhumuzda pişmanlık bırakır, tıpkı bir yaranın derimizde iz bırakması gibi; o da sürekli kaşınır ve göze batar. Akıl tüm üzüntülerin üstesinden gelebilir, fakat pişmanlığın karşısında onun da eli kolu bağlıdır. Sayfa: 90
Evinde kendine ait yalnız kalıp herkesten saklanabileceği bir yeri olmayan insan, bana göre mutsuz insandır. Sayfa: 91
Bizim işimiz kitap yazmak değil, ahlâkımızı oluşturmaktır; savaşmak ülke kazanmak değil, yaşayışımıza bir düzen getirmektir. En büyük ve en onurlu eserimiz doğru dürüst yaşamaktır. Sayfa: 92
Bir anda dertten kurtulmak, asla tamamen iyileşmek değildir. Sayfa: 95