Tavanda delirmiş gibi birkaç tur attıktan sonra yavaşça eşyaların üstüne kondular. Birlikte izlediğimiz televizyonun üstüne, birlikte yemek yediğimiz masanın üstüne, birlikte taktığımız perdelerin üstüne, yani birlikteliğimizin üstüne, yani üstesinden gelemediğimiz her şeyin üstüne... Kargalar. Kara suratları ve katran kanatları ve uzun gagaları ve keskin bakışlarıyla...
Çoktular.