Ayaklarında takunya, koşarak yanıma geldi. Elinde benim roman müsveddesi. Yüreğim hop etti.. Sandım ki şiirlerimde olduğu gibi, romanımı da tenkit edecek, beni yerlere geçirecek. Öyle olmadı. ‘Bunları sen mi yazdın?' dedi. Çekine çekine: 'Evet' dedim. O, büyük bir heyecanla -evet, heyecanla-: 'Bırak şiiri, miiri birader, hikaye yaz, roman yaz sen,' dedi, 'Şiirle ne uğraşıyorsun?' O günden sonra başladım.