Eğitim alanından medyaya; her sahada
kullanılan anlatım dili, insanları ve özellikle iman sahiplerini yaralıyor. Bir ders kitabını, bir belgeseli
vs açtığınızda, anlatım tamamen tesadüfler, kendi kendine oluş ya da ateist inanç üzerine kurulu.
Yaratıcı, ya yokmuş gibi, veya yaratıp hiç bir şeye karışmıyormuş gibi bir kurgu söz konusu.
Bu durum da insanları yaralıyor. Aslında ‘yaralıyor’ kelimesi çok hafif. Çünkü, “kendilerini yok
iken yaratıp, şekillendiren, hayat veren, yaşatan…”
Allah’ı tanımalarına, Onu bilmelerine ve sevmeleri ne engel olunduğu için, insanların dünya huzurunu
ve ebedi mutluluğunu kaybetmelerine sebep olu-
nuyor.
Bundan ötürü de bu feciatın bir kaynağı olan
‘bilimsel dile’ dikkat çekmek gerekiyor. “Nasıl?” soru-
suna odaklanan ve “Kim yaptı/yapıyor?” diye sor-
mayan bilimsel anlayış, dalga dalga tüm yayınları,
medyayı, konuşmaları salgın hastalık gibi sarıyor…
Hayatın, kâinatın ve insanın hakikatine ulaşma-
nın yolu bu olabilir mi!? Hayatı biz belirlemediğimiz
gibi, onun hakikatinin nasıl bulunup anlaşılacağını
da biz belirleyemeyiz. İstediğimiz soruları sorup,
istemediğimizi sormamak, aldanmak ve aldatmak-
tan başka nedir ki? Oysa insan sadece maddeden
ibaret değil; etrafına sadece “nasıl oluyor?” diye
bakacak kadar basit bir varlık değil…
Bir hayal edin; her şeyin zevkine göre hazırlan-
dığı güzel bir salonda gözlerini açan bir insan, sade-
ce oradaki eşyanın, sevdiği yemek ve tatlıların “nasıl
yapıldığıyla” mı ilgilenir; yoksa “beni buraya kim,
niçin getirdi, bunları kim yaptı?” diye mi sorar?
Yine, cebinde çeşitli mücevherler olduğunu
gören bir insan, onların kalitesini, “nasıl yapıldığı-
nı” mı sorar, yoksa “bunları benim cebime kim, ne
sebeple koydu” diye mi sorar?
Evet, tam bizim için hazırlanmış, zevkimize göre
çekip çevrilen bir dünyada; cebimize “insan olmak”
gibi paha biçilmez bir değerin koyulduğu şu hayat-
ta, her insan, “Beni kim yarattı? Kim yaşatıyor? Ne
için varım? Nereye gidiyorum?.. Varlık cebime bu
mücevherleri kim koydu?” diye sormaz mı?.. Bunları
sormayanın şu hayatı anlama imkânı olur mu?