Kitap okurların çoğuna göre ''Konu basit, yine bir ergen hikayesi, konu mu kalmadı...'' gibi yorumlar almış. Şahsen beğendim, kitap okurken ''ergen'' ya da ''yetişkin'' sınırlamasını bakmıyorum ben. Evet, konu basit gibi görülebilir belki de öyledir ama bunun sebebi anlatımın sade olmasıydı. Cümleler çok basitti doğal olarak konuyu da basitleştirmiş oluyor. Kitap Güçlü karakterinin ağzından anlatılıyor. Anneleri öldükten sonra ikiz kardeşi Güneş ile beraber üvey annelerinden çektikleri olaylarla anlatılmaya başlanıyor. Güçlü liseyi Istanbul'da okumak istiyor ama babası buna karşı çıkıyor. Evde bu yüzden bir tartışma yaşanıyor ama sonunda babasından izin alıyor. Lisenin ikinci günü bizim oğlan aşık oluyor. Kızın adı Derin. Güçlü, Derin hakkında ''Adı gibi ruhu da derin.'' (burada ben dahil tüm kızlar düşüyor tabii.)diyor. Babasıyla arası bozuk olan dedesini buluyor. Olanları anlatıyor ve dert ortağı oluyorlar. Zaman geçtikçe birbirlerini daha iyi tanıyan Güçlü ve Derin sevgili oluyor. Sonra tuhaf bir şekilde annelerinin ölmediği ortaya çıkıyor. Meğer babası üvey anneleriyle evlenebilmek için annesini tehdit etmiş ve onu ölü göstermiş. Kitapta beğenmediğim tek kısım burasıydı, yani biraz zorlama olmuştu ve konudan bir anlık uzaklaşılmıştı. Derin ile beraber Italya'da okumayı planladılar. Bazı olaylar oldu, Güçlü annesini ve Güneş'i bırakmak istemedi. Derin İtalya' ya tek başına gitti. (Aralarındaki ''21 oyunu'' sayesinde Güçlü Derin'in peşinden İtalya'ya gitti.) Aralarındaki burukluğu tamir ettiler, ve sarıldılar. Kilit takılan bir köprüye gidip oraya kendi kilitlerini astılar. Ve mutlu son... Kitap güzeldi sadece anlatımı sade kalmıştı olaya göre, beğendim ama. Puanım:6/10