Gönderi

nasıl da gerçeğe yakın bir ütopya
Bu neredeyse bir ütopyaydı. Kadınlar ayakkabıları genellikle kendilerini beğendirebilmek için alıyorlardı. Diz üstü çizmeler ilk buluşmalar için biçilmiş kaftandı. Erkeklerin aklı başından gider, bu nedenle ilk buluşma iyi geçerdi. İkinci buluşma için de iyi bir izlenim bırakırlardı: “Yine gel bebeğim. Daima seninim!” Topuklu ayakkabılar daha fazla aşk arardı. Hırs yaparlardı. Bunu kimse bilmez. Stilettolar azla yetinmez. İçine çorapla giyilmişseler bu, kaderin onları bir amatörün ayağına pranga ile bağladığını işaret eder. Beceriksiz bir kadının ayağında kalın tabanlı korkunç spor ayakkabılardan farkı kalmaz topukluların. Çorapsız topuklular -önleri ister açık olsun ister kapalı- işi bilirler. Buluşmadan hemen sonra erkeğin en azından bir mesajıyla ödüllendirilirler! Dolgu topuk topuklular erkek dünyasında henüz yerini bulamamış, bu gidişle de bu dünyada kalmaya mahkum kadınların seçimi olur. Hem rahattırlar hem de uzun boylu gösterirler ancak rahat görünen bir boy uzunluğu erkeklerin dünyasında görünmezdir. Erkeklerin karar-sız dünyası rahat-sız kadınların yaşaması için çok daha elverişli koşullar sunar. Babetler çok ender erkekte işe yarar. Bunlar tuhaf bir şekilde zerafet manyağı olanlardır. Babetli günlerinizi iple çekmezler, giydiğinizde sizden kaçmazlar ama “Allahım ne olur bu kabus bitsin! Uyanmak istiyorum!” diye yalvarırlar. Spor ayakkabılar ayakkabı değildir: onlarla yalnızca ot gibi yaşanır.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.