Gönderi

84 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Akılsızlığa Karşı Hilenin Kazandığı Zafer
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından hazırlanan Türk edebiyatının birbirinden güzel nadide eserlerini okumaya devam ediyorum. Mai ve Siyah ve Sergüzeşt’ten sonra bitirdiğim son roman Efsuncu Baba. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kaleminden çıkan Efsuncu Baba Gulyabani’den sonra okuduğum ikinci Gürpınar kitabı. İlk kez 1924 yılında basılan bu eseri günümüz Türkçesine uyarlayan kişi, Engin Kılıç. Ancak Kılıç sadece günümüz Türkçesine uyarlamakla kalmamış, anlaşılmayan, açıklanmaya ihtiyaç duyulan tarihsel mekânları, nesneleri, isimleri, kavramları dipnotlarla anlaşılır hâle getirmiş. Okurun kafasındaki soru işaretlerini gidermek için metni dipnotlarla desteklemiş. Efsuncu Baba boş inançları romanın ana merkezine alması bakımından Gulyabani ile benzerlikler taşıyor. Ancak Efsuncu Baba’nın gülmece unsurları bakımından Gulyabani’den daha komik olduğunu belirtebiliriz. Açıkçası Efsuncu Baba’yı okurken sık sık neşelendim. Hem Agop ile Kirkor isimli iki Ermeni’nin konuşmalarını hem de “Efsuncu Baba” lakaplı Ebulfazl Enveri’nin batıl inançlara olan aşırı bağlılığından dolayı akla sığmayan davranışlarını okurken pek eğlendim. Aslında sadece gülüp eğlenmedim, aynı zamanda ciddi ciddi düşündüm de. Çünkü XXI. yüzyılda bile Efsuncu Baba kılıklı insanlara inanıp onların sözünden çıkmayanlar, onların sözünü ayet belleyenler var ülkemizde. Şeyhi yat dese yatan, kalk dese kalkan, vur dese vuran, aç dese açan insanlar ülkemizin bir bütün çağdaş uygarlık seviyesine yükselemediğinin bir kanıtı. İnsanlar o kadar kendilerini kaptırıyorlar ki şeyhiyle cinsel münasebet kurmayı dahi sorgulamıyorlar. Şeyhin, ermişin sözlerinde keramet olduğuna biat ettikleri için ne derse istisnasız yerine getiriyorlar. Şeyhin sözlerinde keramet olmadığını anlayınca da bir zamanlar hiç sözünden çıkmadıkları o kişiyi şikâyet ediyorlar. Aslında o kadar komik bir duruma düşüyorlar, kendilerini o kadar rezil bir duruma sokuyorlar ki eminim beş yaşındaki çocuk bile onların düştüğü acıklı duruma, akılsızlıklarına, saflıklarına güler. Müritlerin mürşitlerine koşulsuz bağlılıklarından doğan sorunlar haberlere yansımasa aslında hiçbir şeyden haberimiz olmayacak. Ayrıca böyle haberleri gazetelerden öğrendiğimiz gibi araştırmacı yazarlardan da öğreniyoruz. Örneğin İsmail Saymaz bu işe el atıp Şehvetiye Tarikatı başlıklı bir kitap yayımladı. Öğrendik ki XXI. yüzyıl Türkiye’sinde kimi tarikatlarda ortaya çıkan mürşit-mürit ilişkilerindeki rezalet, ahlaksızlık, iğrençlik insanın hakikaten midesini bulandıracak bir seviyeye yükselmiş. Ana konumuzdan fazla sapmadan Efsuncu Baba’ya geri dönelim. Belli ki Gürpınar boş inançların, batıl itikatların insanları nerelere sürüklediğini çok iyi görmüş, gözlemlemiş. Böyle bir meseleyi Efsuncu Baba’da edebiyatın sınırlarını zorlayarak öyle bir anlatmış ki hem vermek istediği mesajı çok akıcı bir hikâyeyle süsleyerek vermiş hem de Nasrettin Hoca misali hem güldürüp hem düşündürerek esprili bir üslup kullanmış. Mesaj ve üslup bu eserin hakikaten iki önemli ögesi olarak göze çarpıyor. Gürpınar Gulyabani romanında nasıl ki aklın zaferini ilan etmişse Efsuncu Baba’da da aynı zaferle son noktayı koymuş. Çünkü Efsuncu Baba’nın tılsımları, inandığı boş inançlar aklın karşısında hezimete uğruyor. Agop ve Kirkor karakterlerinin temsil ettiği akıl Efsuncu Baba’nın temsil ettiği hurafe zihniyetine üstün geliyor. Gürpınar’ın son sayfalara sakladığı şu sözü çok önemli buluyorum: “Hemen her yerde ve hele ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görülür.” Bu söz, romanın ana fikrini aslında tek başına açıklıyor. Çünkü Nurullah Hasip ancak hile yaparak Efsuncu Baba’nın kızı Mevlüde ile evlenebiliyor. Hem aldanan hem aldatan taraf olan Efsuncu Baba’nın bu sefer kendisi oyuna geliyor. Çünkü Hasip, Mevlüde ile evliliğinin kapı kilidini açmak için bu oyundan başka derde deva bir anahtar bulamıyor. Yazarın da öz olarak belirttiği gibi aldatmacayla, hileyle çok iş görülüyor. Yazarın kitabın sonuna hikâyeden bağımsız olarak eklediği üç sayfalık metin ayrı bir hava katmış. Genelde rastlamadığımız bu eklenti Efsuncu Baba’nın ayırt edici bir özelliği. Bu üç sayfaya sığdırılan kısa düşünceler silsilesi yazarın düşünce dünyasına giriş yapmamız bakımından önemli. Satırların arasında Enver Paşa, İsrailoğulları, Einstein, Molière ve daha birçok ismin adı geçiyor. Ufkunuzu genişletecek bu üç sayfalık metin bile bu kitabın okunması için tek başına yeterli bir sebeptir.
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.