Orhan Pamuk'un okuduğum dördüncü kitabı ve içlerinde en beğendiğim roman oldu Benim Adım Kırmızı... Tarihi roman yazmak zor iştir. 1591 yılının İstanbul'unda geçen bu muazzam romanı yazmak için Orhan Pamuk o döneme ait onlarca kitap okumuş, araştırmış. Nasıl bir emek verildiğini anca okuyunca anlayabilirsiniz. Bir tarihi roman, cinayet roman, büyülü gerçekçilik akımına ait masalsı bir roman... Bu kitap saydıklarımın hepsini kapsıyor. Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, Osmanlı dönemine ait eski resim sanatının, minyatür sanatının, hattatların hikayesi... Aynı zamanda çok sağlam kurgulanmış bir cinayet romanı. 400 küsür yıl öncesinde geçen bu tarihi - cinayet romanını okurken aklıma Umberto Eco'nun "Gülün Adı" adlı romanı geldi. İkisinin de benzer yönleri çok fazla ve ikisi de tarihi konuları, cinayet örgüsünü işleme de çok başarılı. Orhan Pamuk çok sağlam bir yazar. Gereksiz siyasi açıklamalar yaparak kendine yazık etmeseymiş keşke. Bana göre Türk yazının da Yaşar Kemal'den yalnızca bir tık aşağıda olan Orhan Pamuk gereksiz siyasi açıklamaları ile kendi başarısını gölgelemiş oldu. Ben dahil büyük çoğunluk Nobel'i kalemiyle değil de siyasi açıklamaları sayesinde aldığına inanıyor. Ki aslında edebi başarısı ile o ödülü alacak potansiyeli kat kat fazla olmasına rağmen.

Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,3bin okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Caner Toptaş