Meseleye şöyle bir örnek üzerinden bakalım: Anneniz
sizi seviyor. Annesi hayatta olan şanslılarınız, aynı
zamanda annesiyle aynı şehirde yaşadığını yahut onu ziyarete gittiğini düşünsün. Uzun bir zaman sonra annenizi ziyarete gittiğinizde, artık iyice de yaşlanmış olan anneniz sizin için yemek pişiriyor, size sofra kuruyor ve sizi kucaklıyor. Yemeğe başlar başlamaz diyorsunuz ki; “Anne, yemeklerin tuzsuz olmuş; tuz nerde? Allah Allah, bilmiyor musun tuza ihtiyacım olduğunu! Ketçap nerde? İçecek bir şey de mi yok!"Nasıl bedbaht bir insansınız ki sizin için bunca şey yapan annenizde sadece eksik olan şeyler için kusur bulup duruyorsunuz? Sürekli yapmadıklarına odaklanıyorsunuz. Bu annenizin sizin için geçmişte yaptıklarını, hala yapmakta olduklarını, sevgisini ve ihtiyaçlarınızı gidermek için gösterdiği emeği hiç takdir etmediğinizi gösterir.Bu sadece siz ve anneniz.
Biz ise Alemlerin Rabbi’nden bahsediyoruz. Öyle birinden bahsediyoruz ki sevgisi asla tartılamaz, ölçülemez. İnsanlar şöyle sorular soruyorlar; “Nasıl olur da Allah benim duamı dinlemez?” Bu çok saldırgan bir dille sorulmuş, incitici bir soru. Nasıl olur da O'nun dinlemediğini iddia edebilirsiniz? Allah, sadece dinlemekle de kalmıyor, her duaya cevap verdiğini söylüyor.
Sayfa 23Kitabı okudu
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.