Gönderi

KODESTE BİR ADAMA NOEL ŞİİRİ selam Bill Abbott: kitaplarımı, şiirlerimi ve öykülerimi hapishanede diğer mahkumlara okuttuğun için sana minnettarım. kitaplarımla birkaçının yükünü hafifletebiliyorsam ne mutlu bana. ama edebiyat, bildiğin gibi, zor gelir sıradan insana (sıradan olmayan insana da); benim şiirle aram iyi değildir mesela, ben de benimkini okumayı sevdiğim biçimde yazıyorum. şiirde düzelme var bence, daha insani artık, dile getirilen parlaklığın bunda payı var. (w.c. williams geldi ve herkesten dili berraklaştırmasını istedi) sonra ben geldim. ama yazmak bir şeydir, hayatsa başka bir şey, yazıda biraz ilerleme kaydettik ama hayat (bizim ve onların) olduğu yerde sayıyor gibi. belki yeterince iyi yazabilir ve biraz daha iyi yaşayabilirsek hayat da biraz düzelecek sırf utançtan bile olsa. belki de sanatçı yeterince güçlü olamadı, belki de siyasetçiler, generaller, yargıçlar ve iş adamları fazla güçlüydüler? bu düşünceyi sevmiyorum. ama geçmişin ve günümüzün sanatçılarını düşününce, olanaklı görünüyor. (insanlar bu şekilde konuşmamdan hoşlanmıyorlar. Chinaski, diyorlar, bırak bu ayakları, o kadar da büyük değilsin. ama lanet olsun, büyüklükten söz eden kim?) demek istediğim, sanat hayatı geliştirmesi gerektirdiği kadar geliştiremedi, çok kişisel olduğu için belki, geçmişin ve günümüzün şairlerinin ve bendenizin; . Kadınlar . Hükümetler . Tanrı . Aşk . Nefret . Esaret . Yoksulluk . Uykusuzluk . Ulaşım . İklim . Eşler ve benzeri konularda aynı sorunları yaşamış olmasına rağmen. yan hücredeki mahkumun noktalama işaretlerini kullanım biçiminden ve bir şeyi tam olarak ifade edebilme arayışıyla konudan uzaklaşmamdan şikayetçi olduğunu yazmışsın. arkadaşın amacın gevşemek, insanlaştırmak, rahatlamak ama hala sözü sayfanın üzerinde mümkün olduğunca gerçek kılmak olduğunun farkında değil, tereyağı gibi olmalı söz, avokado gibi, biftek gibi, sıcak kurabiye gibi, soğan halkası ya da ne gerekiyorsa onun gibi, sözcükleri alıp yemek gelmeli içinizden neredeyse. (bunu okuduğu takdirde "Chinaski, karnın açsa sana yiyecek bir şeyler söyleyelim!" diyecek bir ukala vardır mutlaka orada da.) ancak sanatçı asıl yoldan saptığı halde temel bir biçim sahibi olabilir. Dostoyevski bunu yaptı mesela. asıl öyküyü anlatırken üç dört yan öykü anlattı ( romanlarından söz ediyorum). Bach bir ezginin üstüne bir başka ezgi, onun da üstüne bir başka ezgi inşa etmeyi öğretti bize, Mahler benim bildiğim herkesten daha fazla saptı ve ben onun sözde biçimsizliğinde büyük anlam buluyorum. yan hücredeki gibi biçim-kural hastalarının beynini yıkamasına izin verme. eline bir Time ya da Newsweek tutuştur. mutlu olsun. ama kendi tarzımı savunmaya çalışmıyorum burada (ne sana, ne de ona) işimi bana kendimi en iyi hissettiren biçimde yapma hakkımı savunuyorum. ben hep yazar yazdığından sıkılırsa okur da sıkılır diye düşünmüşümdür. ve mükemmeliyete inanmıyorum, bağırsakları açık tutmaya inanırım, bu yüzden çok boktan yazdığımı söyleyen eleştirmenlere katılıyorum. sen 19 buçuk yıl yatacaksın ben 40 yıldır yazıyorum. yaptığımızı yapmayı sürdüreceğiz. yaşamayı sürdüreceğiz. hepimiz bazen kötü yazar ya da kötü yaşarız. hepimizin iyi ve kötü günleri ve geceleri vardır. komşuna Noel armağanı olarak Robert Browning'in Toplu Eserleri'ni göndermem gerekir aslında, aradığı biçimi orada bulur, ama hipodrom için paraya ihtiyacım var, Santa Anita 26'sında açılıyor, bu yüzden benim yerime bir Newsweek ver ona (ne geçmişi, ne şimdisi, ne de geleceği vardır ölülerin) ve bu virgülleri doğru koydum mu, Abbott?
Charles Bukowski
Charles Bukowski
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.