Ne çok kesilmişti oramız buramız. Kabukları düşmüş,izleri kalmıştı. Konuştukça izler de siliniyordu. Birisine anlatılmayı bekleyen ne çok şey kalmışmış içimizde. Unuttuk sanırken çürümeye terk etmişiz onları. Zaman zaman içimize dolan pis koku o çürüklerden geliyormuş da, biz başkalarını suçluyormuşuz.