Birkaç sayfasını okurken kitapçı da birden büyüsüne kapıldım. Bir solukta bitirilecek fakat derin nefes alarak düşünülecek muazzam bir söyleşi kitabı.
☆☆☆
Bulgaristan'dan Fransa'ya göç eden Julia'nın hayatının seyrini değiştiren adamla olan hikayesi... Geçmişte çift olarak uyumlu olan çok az entelektüel vardır. Birbirini görür görmez aşık olan ve bunu 51 yıldır aynı tutkuyla sürdüren bir çiftten evliliğe, hayata ve gelecek planlarına dair felsefi bir yolculuk içeriyor bu kitap. Philippe Sollers henüz genç yaşında iken Fransız edebiyatına damga vurmuş, roman türünde çığır açmış bir yazar. Eşi Julia Kristeva ise psikanaliz, edebiyat ve feminist düşünce üzerine yaptığı çalışmalarla sayısız ödül ve fahri doktora almış bir aydın.
☆☆☆
Kafanın uyuşması, özgür iki ayrı birey olarak ortak bir yaşamı uyum içinde sürdürebilme, gelenek ve göreneği bir kenara itmeden ama günümüzün şartlarını da rahatça özümseyebilen bir çift olabilmek çok nadirdir. Hep böylesine bir ilişkim olur mu diye düşündüm. Hâlâ daha düşünmüyor değilim. Philippe Sollers hayatının kadınını 30 yaşında bulmuş. Sanırım henüz geç kalmış değilim...