İç sıkıntımın ikinci bir suretini çıkartan bir aynanın karşısında, yalnızken, vücudumla, onun zevkleri ya da acılarıyla ne gibi bir ortaklığım olduğunu düşünmüşümdür, sanki o vücuda ait değilmişim gibi. Ama ben ona aitim, dostum. Bunca kırılgan görünen bu vücut benim erdemli kararlarımdan daha uzun ömürlü halbuki, hatta belki ruhumdan da, zira ruh çoğu zaman ondan önce ölür. Bu cümle Monique, kuşkusuz sizi itirafımın bütününden daha çok sarsmıştır: siz ölümsüz ruha inanırsınız. Sizin kadar emin olmadığım ya da daha az gururlu olduğum için beni bağışlayın; ruh bana çoğu zaman vücudun aldığı sıradan bir soluk gibi görünüyor.