Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu tanımlarla karşılaştırıldığında Şehristânî’nin felsefeyi ya da hikmeti bölümlemesini varolanlara göre değil de, filozofa ya da hakîme göre yaptığı görülmektedir. Bir başka ifade ile Şehristânî’nin tanımında ‘nesne’den ziyade ‘özne’ dikkate alın- maktadır. Nitekim o, yukarıda geçtiği üzere, kavlî hikmeti akıl sahibi kişinin akledip ifade ettikleri; fiilî hikmeti ise, hakîmin fiili olarak ortaya koymaktadır. Her iki bölümün tanımında da açıkça özne üzerinden bir tanımlamaya gidilmektedir. Oysa yukarıdaki tanımında da görüleceği üzere İbn Sînâ, felsefenin bölümlerini varolanların bölümlenmesine göre belirlemekte ve nesneyi merke- ze almaktadır. Bir önceki yaklaşımla bağlantılı bir şekilde burada dikkati çe- ken bir diğer husus da İbn Sînâ’nın, felsefenin bölümlerini tanım- larken onları aynı zamanda bir bilgi alanı olarak görmesi, yani nazarî ve amelî felsefenin son tahlilde varlıkların bilgisi olduğunu düşünmesi; buna mukabil Şehristânî’nin ise, felsefenin bölümlerini söz ve fiil olarak algılamasıdır. Onun bu yaklaşımının, İbn Sînâ ve Fârâbî gibi filozoflar tarafından temsil edilen felsefenin, kesin ola- rak varlıkların bilgisini verdiği yolundaki ‚felsefî‛ iddiaya yönelik bir kuşkudan kaynaklanması mümkündür. Zira Şehristânî, kavlî hikmetin tanımını verirken onun elde ediliş yoluna da değinmekte ve bu bağlamda kesin bilgi veren tam tanım (hadd) ve burhân yanında kesinliğe götürmeyen eksik tanım (resm) ile eksik akıl yürütmeyi ifade eden tümevarımı da (istikrâ) buna dahil etmekte- dir. O halde bu noktadan bakıldığında, Şehristânî açısından filozo- fun aklettikleri ister kesin bilgi veren yöntemlerle elde edilsin ister- se kesin bilgi oluşturmayan, hatta bilgi sağlamayan yollarla elde edilmiş olsun yine de kavlî hikmet şeklinde ortaya çıkmış bulun- maktadır. Bu noktada ona göre felsefenin akledilen şeyler olduğu belirlenmekle birlikte bu akledilenlerin gerçekten doğru olup ol- madığı meselesi en azından müphem bırakılmaktadır. Benzer bir durum Şehristânî’nin fiilî hikmet tanımında da görülmektedir. Çünkü burada da fiilî hikmet, İbn Sînâ’da olduğu gibi nasıl davra- nılması gerektiğinin kesin bilgisini vermek yerine, filozofun kemâle ermek için yaptığı fiilleri ifade etmektedir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.