Çarşambaydı. Ya da cumartesi. Hatırlamıyorum. Kıştı ama. Kirpiklerim üşüyordu.
Asansörde karşılaştık onunla. Daha doğrusu, son anda kendini içeri attı aceleyle. Başka bir numaraya basmadı. Aynı kata çıkıyorduk demek ki. Kızıldı saçları. Toz gibi uçuşuyordu. Biraz ürkek, çekildi bir köşeye. Dokunsan kanatları dağılıverecek bir kelebeği
Demiştik. (Tek kelimeden oluşan bu cümleye birçok ifade ekleyebiliriz ama hiçbir şey demeden yazdığın bu güzel metin için "Daha önce biz bunu dedik" diyoruz. İmza Biz (Benden Sesler Korosu)
Ne güzel bir hikayeydi! 'ben'ler ve çatışmaları çok ilgi duyduğum bir konu, siz de çok güzel yazmışsınız başladığım gibi hikayenin sonunda buldum kendimi, söylemeden geçmek istemedim. Kaleminize sağlık :)
İsyan edilir önce boşluklara, yaşanmışlıklara, insanın kendini yetersiz bulmasıyla devam eder, acıtır... Ardından kanıksama gelir. Kanıksama ile biter her şey...
Hikayen bana bunları hissettirdi. Yüreğine sağlık canım. 💕
Özlemişim öykülerinizi, kurgu da, akış da çok iyiydi, daha sayfalarca sürebilirdi. :)
Bana Tania Font'un heykellerini anımsattı:
i.hizliresim.com/UImvWs.jpgi.hizliresim.com/QCpxk4.jpgi.hizliresim.com/LQB1Oi.jpgi.hizliresim.com/GYHRUg.jpg
Yıkıntıların atardamarı, ölümden söz eden şiirler gibiyiz...
"Umutsuz bir rastlantı için sonsuzluğa yolculuk ettim." diyor ya yazar...
İnsan ruhunun sonsuz aynasında görünen bir ışık vardır belki Liliyar...
Kalbinize hürmetle...
Heykeller çok anlamlı, çok etkileyici.. Yıkıntıların içerisinde sakladıklarımızı hatırlattı bana.
Çok mutlu oldum beğendiğiniz için. Fikirleriniz çok kıymetli. Sevgiyle...
Tüm benlerden vazgeçmek...Büyük, çok büyük bir şey. Yok olmakla yeniden doğmak arasındaki fark kadar büyük yada ince... hatırlamıyorum.
Ellerine sağlık canım 💗💗