Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gerçekten de felaketler ortak bir şeydir, ancak başımıza geldiğinde inanmakta güçlük çekilir. Dünyada savaşlar kadar vebalar da meydana gelmiştir. Vebalar da, savaşlar da insanı hazırlıksız yakalarlar. Kentliler kadar, Doktor Rieux de hazırlıksızdı; bu durumda onun kararsızlığını anlamalıydık. onun endişe ve güven arasında sıkışıp kalmasını da anlamalıydık. Bir savaş patladığında insanlar, "Uzun sürmez, bu çok aptalca!" derler. Ve kuşkusuz bir savaş çok aptalcadır, ancak bu onun uzun sürmesini engellemez. Budalalık hep direnir, insan hep kendisini düşünmese bunun farkına varabilirdi. Bu açıdan burada oturanlar da herkes gibiydi, kendilerini düşünüyorlardı; bir başka deyişle hümanistler; felaketlere inanmıyorlardı. Felaket insana yakışmaz, onun için felaketler gerçek dışıdır, geçip gidecek kötü bir rüyadı, denir. Ancak her zaman da geçip gitmez, kötü rüyalar arasında insanlar geçip gider; önlemlerini almadığından da başta hümanistler gider. Yurttaşlarımız da başkalarından da az ya da çok suçlu değildi; alçakgönüllü olmayı unutuyorlardı, hepsi bu ve kendileri için hâlâ her şeyin olanaklı olduğuna inaniyorlardu; bu durum da felaketlerin olanaksızlığına varsayıyordu. İşlerini yapmayı sürdürüyorlardı, yolculuklar ayarlıyordu ve düşünceleri vardı. Geleceği, yolculukları ve tartışmaları ortadan kaldıran bir vebayı nasıl düşüneceklerdi ki? Kendilerini özgür sanıyorlardı, oysa felaketler oldukça kimse asla özgür olamayacak.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.