Dido Sotiriou 1909 Aydın doğumlu. 1922’de mübadele döneminde ailesiyle birlikte Yunanistan’a göçmek zorunda kalan topraklarımızın bu yazarının “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” isimli romanını çok beğenmiştim. Bu topraklarda yaşanan “küçük kıyamet”i; aç gözlü büyük devletlerin ve sermaye sahiplerinin masa başındaki paylaşımları sonucu yıkılan yuvaları, kaybolan hayatları ve acılarla gömülen ortak gelecek umutlarımızı çok güzel anlatmıştı. Sotiriou Elektra”da ise; 2. Dünya Savaşı döneminden, Alman ve İtalyan işgali altındaki Yunanistan’daki direniş hareketinden bir kesit sunuyor bize. Mübadele sonrası dönem genç Yunanistan için çok zor geçer. Önce iç savaşla, ardından 2. Dünya Savaşı döneminde Alman ve İtalyan işgali ile sınanırlar. Komşumuzun kaderi bundan sonrasında bize çok benzer; peşi sıra askeri darbeler ile 1970lerin ortasına kadar huzur yüzü göremez. Dido Sotiriou bir gerçek kişinin; Yunan Direnişi mensubu, Yunanistan Komünist Partisi üyesi ve kadın hakları savunucusu Elektra Apostolu’nun kahramanlık öyküsünü paylaşıyor bu eserinde. Zengin bir aileye mensup olmasına rağmen Komünist Parti’ye katılan ve faşizme ve Alman-İtalyan işgaline karşı ön cephede savaşan Elektra, Gestapo’nun işbirlikçileri tarafından yakalanınca ağır işkencelere uğrar ve 32 yaşında iken idam edilir. Arkasında 3 yaşında bir kız çocuğu ile birlikte yıllarca anlatılacak büyük bir kahramanlık öyküsü bırakır Elektra. İşte Sotiriou’nun paylaştığı, efsaneleşmiş bu kahramanlık öyküsüdür. Bu kısa kitap bir roman değil, kurgusal bir anlatı. Bize Elektra’nın hayatından çok kısa bir kesiti, son birkaç ayını sunuyor. Amacı da edebi değeri olan bir eser yaratmaktan ziyade, bir kahramana saygı duruşunda bulunmak. Faşizmin kör olasıca zalimliğine; adaletsizliğe, yargısız infazlara, işkencelere, idamlara alışığız biz de, maalesef… O yüzden Elektra’nın öyküsü sizlere de çok da sıra dışı gelmeyecek, eminim.

ElektraDido Sotiriyu · Pencere Yayınları · 200410 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.