Yıllarca acılı insanlarla konuşmuştu. On yıllarca. Anne babalar, eşler, sevgililer, çocuklar. Dehşet içindeki yüzler. Korkunç haberi kabul etmeye yanaşmayanlar. Umutsuzluk dolu sorular. Çığlıklar. İnlemeler. Sızlanmalar. Öfke. Suçlama. Nefret dolu tehditler. Duvarlara atılan yumruklar. Hüzünlü, dalgın, boş bakışlar. Çocuklar gibi ağlayan yaşlılar. Ve hepsinden de kötüsü hiç tepki verilmeyen anlar. Donuk bakışlar, ölü gözler. Anlayamadan, söyleyecek, hissedecek bir şey bulamadan öylece durup kalanlar. Sonra yakılan bir sigara