Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

407 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar
Kendi Hayatının Şiirini YazanlarStefan Zweig
8.5/10 · 1.169 okunma
·
2 görüntüleme
Emin K. okurunun profil resmi
Zweig’a göre Casanova; hak ettiğinden fazla değer gören maceraperest bir şarlatan. Edebi değeri daha yüksek eserlerin kütüphanelerde tozlandığı, daha kıymetli yazarların unutulduğu yerde onun biyografik öyküsü ve adı unutulmamış. Düşünürlerin, yaşamın tüm yanlarını ve zevklerini tanımak için yetenek ve arzuları olmasına rağmen, görevine bağlı olmak, işinin kölesi olmak, kendine yüklediği sorumluluklara boyun eğmek durumlarından dolayı bunu gerçekleştiremediklerini söylüyor Zweig. Eylem ve keyif düşkünü maceraperet insanınsa yaşanmışlık ve tecrübe edinme bakımından yazar ve düşünürlerden daha çok anlatacak şeyi vardır ancak çoğu bunları anlatmayı beceremez. Bu aynı zamanda Zweig’a göre çözülmez bir paradokstur. Casanova’nın sırrı da tam olarak burada ortaya çıkar. O, hem maceracı hayatın keyfini sürüp sefahati doyasıya yaşamış hem de bunları tüm açıklığıyla belli bir anlatım yeteneği seviyesinde sunmuştur. İyi bir zekâsı, derin bir hafızası olan bu maceraperest, ülke ülke gezmiş, kılıktan kılığa girmiş, her şeyden biraz öğrenip hiçbir şeyde derinleşmeden malumatfuruşluğuyla insanları kandırmış ve her seferinde kurduğu oyun tepesine yıkılmadan işin içinden sıyrılmış. Mala, mülke, makama ve bir yerlere, birilerine bağlı kalmaya küçümseyerek bakıp, sürekli olarak çabucak sıkılırken, Zweig’ın yorumuyla ‘her şey olabilecekken hiçbir şey olmayı tercih etmiş. Hiçbir şey ama özgür’. Ahlak, erdem, ilke, fikir, inanç gibi hiçbir öncülü olmayan, hazza, şehvete ve maceraya dayalı hızlı bir hayat yaşayan bu kurnaz sahtekârın ihtiyarlığıysa sefilcedir. Eril güce dayalı hayatı bitince kadınlar kendisini ciddiye almaz, sarayların kapısı yüzüne kapanır, eski şaşalı hayat sona ermiştir. Bir dönem biraz para kazanmak için casusluk bile yapar. Halk arasına karışıp laf dinler, entrikalar çevirir, dilenci hayatı yaşar ve sonrasında bazı şehirlerden kovulur. Yalnızlıkla geçen son demlerinde kendisine acıyan bir soylunun sağladığı şartlarda koca bir taş binada münzevi hayatı yaşar. Gençliğini hızlı yaşamış birisi olarak bu durağan hayat onun nefesini daraltır. O da nefes almak için hatırlamaya ve hatırladığını yazmaya koyulur. Ne kadar hatırlarsa o kadar Casanova olacaktır çünkü. Ne kadar hatırlarsa o kadar rahat nefes alacak, teselli bulacaktır. Zweig’ın belirttiğine göre, biyografik anlatısında altın çağları vardır, ihtiyarlığındaki o sefil zamanlarından bahsetmez. Bu da örselenmiş ihtiyar Casanova’nın, genç Casanova’nın değer gördüğü zamana tutunarak ayakta kalması, teselli bulmasıyla alakalı olsa gerek. Öldüğünde dahi bölge kilisesi tarafından adı ve yaşı yanlış kaydedilir. İhtiyarlığına doğru unutulmaya başlayan Casanova, iyice unutulur yani. Ta ki öldükten 22-23 yıl sonrasına kadar. Ciltlerce açık seçik doğrudan kaleme aldığı yaşamöyküsü, bir yayıncıya ulaşır. Elyazmaları incelendikten sonra basılı ve genç Casanova tekrardan ortaya çıkmış olur, artık ölümsüzdür. Bir deyim, bir söylem olarak bile unutulmayacak şekilde yayılmış, yaşamaktadır. Zweig, portresini sunduğu Casanova’yı metnin büyük bir çoğunluğunda gömerken, belki nesnel olmak kaygısı belki de hakkaniyetli görünmek için arada hafif, çoğunlukla da sonlara doğru biraz ayağa kaldırıyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.