Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Emin Âkif'in Hayatı Mehmed Âkif'in üç oğlu dünyaya gelmiştir: İbrahim Naim, Emin ve Tahir Ersoy. Büyük oğlu İbrahim Naim bir buçuk yaşında iken ölmüştür. Emin ortanca oğludur. Küçük oğlu Tahir (1916-2000) ise babası Tahir Efendi'nin (ö. h. 1305) adını taşır. Âkif'in hayatı hakkında bilgi veren kaynaklar çocukları hakkında doyurucu malûmat vermezler. En başta, damadı Ömer Rıza Doğrul (ö. 1952)'un Safahat neşrinin başında verdiği malûmat yetersizdir. En yakın arkadaşlarından Hasan Basri Çantay (ö. 1962)'ın Âkifnâme'sinde ise "Mehmed Âkif'in Doğumu ve Âilesi" başlıklı bir bölüm olmasına rağmen yalnızca anne ve babası hakkında bilgi verilmiştir. Emin Âkif'in hayatı hakkındaki ayrıntılar ise daha çok Reşad Ekrem Koçu ile M. Ertuğrul Düzdağ'ın eserlerindedir. Düzdağ'ın verdiği malûmata göre Emin Âkif 1908'de İstanbul'da doğmuştur. Mehmet Âkif'in İstiklâl Savaşı'na katılmak üzere İstanbul'dan yola çıkarken yanına aldığı Emin o sırada 12 yaşındadır. Ailesinin diğer fertlerini bir müddet sonra Kastamonu'ya getirtip orada bir ev kiralayan Âkif, Emin'i de Kastamonu'ya göndermiş ve mektebe kaydettirmiştir. Fakat Emin Kastamonu'da fazla duramayarak kaçmış, babasının yanına, Ankara'ya gelmiş ve Âkif'le birlikte Taceddin Mahallesi'nde ikamet etmiştir. Âkif, bir müddet sonra eşi ve diğer çocuklarını da Ankara'ya getirtmiştir. Fakat başkentin Kayseri'ye taşınma tartışmalarının yaşandığı İstiklâl Savaşı sıralarında eşini ve çocuklarını Kayseri'ye göndertmiş, yanında yalnızca Emin'i alıkoymuştur. "Benim öldüğüm yerde oğlum da ölsün" diyerek baba-oğul cepheleri dolaşmışlar, halka ve askere moral verip düşmanın çıkardığı yangınlara su taşımak gibi fedakârlıklarda bulunmuşlardır. Emin Âkif, hatıralarında babasının kendisini yanında alıkoymasından iftiharla söz eder, bunu biraz da onu diğer kardeşlerinden daha fazla sevmesine bağlar.[6] Mehmet Âkif, uzun süreli gidişinden önce de birkaç kez Mısır'a gitmiştir. 1923 ve 1924 kış aylarını geçirmek üzere Abbas Halim Paşa'nın davetlisi olarak Kahire'ye gitmiş, 1924 ve 1925 baharlarında İstanbul'a dönmüştür. Fakat Mısır'da kaldığı ilk iki kış döneminde İstanbul'da bulunan Emin Âkif, haylazlık yaptığı için çok üzülmüş ve 1925 sonlarında uzun süreli olarak Kahire'ye giderken onu da yanında götürmüştür. Âkif daha sonra eşini ve küçük oğlu Tahir'i de yanına aldırtmıştır. Âkif'in Mısır'da iken Emin sebebiyle ne kadar tedirgin olduğunu, Kahire'den dostu Fuad Şemsi İnan (1886-1974)'a yazdığı mektuplar yeterince gösterir. Gerek Fuad Şemsi'ye, gerekse diğer dostlarına yazdığı mektuplarında Emin'le ilgili birçok husus dile getirilmiştir. Mektuplarda bir baba olarak Âkif'in oğlu hakkındaki endişelerini bütün açıklığıyla görürüz. Onun İstanbul'da iken okula devamsızlık vb. davranışlarından duyduğu üzüntü; Mısır'da iken de Arapça ve İngilizce öğrenmesi için gösterdiği gayret ve teşvik, bu hususta yeterince gayretli görmediği oğlu hakkında esprili bir üslûpla dile getirdiği şikâyetler, eğitimiyle ilgili gelişmeleri takipteki hassasiyeti, güreş ve yüzme gibi spor dallarında gösterdiği kabiliyetten duyduğu memnuniyet ayrıntılı bir biçimde mektuplarından takip edilebilir.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.