Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

‘’ Heidegger, Kierkegaard ve Sartre'ın varoluşçuluk akımına gelince, -Kierkegaard dışında- bu feylesoflar tanrıtanımaz olmalarına rağmen, Sartre, insanın bütün doğadaki varlıklardan ayrı bir yapıya ve yaradılışa sahip olduğunu niçin söylemektedir? Sartre, Tanrı'ya ve metafizike inanmazken, aynı zamanda insanı bütün doğadaki varlıklardan başka olarak kabul etmektedir. Yalnızca tabiat varlıklarından başka olarak kalmayıp ayrıca tabiat varlıklarına karşıt olarak kabul etmektedir. Diyor ki, Doğa'daki bütün varlıkların önce özleri (sosein,wesen, essence, mahiyet), sonra varoluşları, varlıkları (dosein, existence, vücut) belirlenmiş, oluşmuştur. İnsan ise önce varlık kazanır, sonra özü, mahiyeti belirlenir. Niçin böyle söylüyor? Çünkü kendi deyişi ile: «Tanrı'yı kabul etmediğimize göre, insanı ister istemez madde alanına, tabii veya maddi doğaya yerleştirmek zorundayız.» Böylece yine insanı feda etmiş, harcamış, insana kıymış oluyoruz, insan «imek»i (sein, buden) feda etmiş oluyoruz.’’ (İşaret Yayınları)
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.